Yapılan Son yerel seçimlerde TBMM de görev yapmış 2 vekilin Mersinde seçilmiş olmasını büyük şans olarak görmüş ve sevinmiştim. Ayrıca bu iki vekilin seçim boyunca partiler üstü hizmet yürütmek ve yerelden yönetmek modeli çok anlamlıydı. Mersinin çıkarlarına uyacak uygulamaları hayata geçirme modelini savunmaları da çok önemliydi. Yerel gerçeklere uyacak politikanın Ankara’dan merkezi kararlarla partizanlık tercihleri yerine yerel meclis; Mersin’in Mersin’linin yararlarına uygun yönetim söylemi Mersinliler tarafından kabul gördü. Ve her iki Başkan adayı seçilerek göreve başladılar. Bunlardan Biri MBŞB Başkanı oldu. Diğeri de Akdeniz İlçe Belediye Başkanı oldu. Başlangıçta bu her iki başkanın sözlerine sadık olmaları çok güven verdi sempatiyle karşılandı Mersinin geleceği için örnek bir model olacağı konuşulur olmuştu. Ancak zamanla bu durum değişmeye başladı ve son Büyükşehir meclisinde, hiçte yakışık olmayan olayları görünce, Mersin adına üzülüyorum.
Mecliste kavga çıkarmanın, ortamı germenin kimseye yarar sağlamayacağı bilinmelidir.
Meclis kavga etmenin, hizmetleri engellemenin yeri değildir.
Meclis, Mersin’in çıkarları düşünülerek birlikte hareket etmenin sorumluluğunu taşıma yeridir.
Canlı olarak ekranlardan izlediğimiz kadarıyla ve iddia edildiği üzere, dün mecliste yaşananlar tasvip edilir gibi değil.
Hele bazı sosyal medyadaki videoları izlerken, ulusal TV’lerdeki haberleri görünce kimin hangi niyette olduğunu görebiliyoruz.
Meclis oturumunda söz alan Sayın Gültak uzun bir konuşma yapıyor. Tahammülleri zorlananlar mecburen dinliyorlardı.
Ardından AK Parti grup sözcüsü Zafer Özturan söz almaya çalışırken, Gültak ön sıralara gelip konuşmasını sürdürüyor. Bunlar saklı şeyler değil. Hepsi vatandaşın gözünün önünde canlı veriliyor.
Çok komik hareketler bunlar. Başkan Seçer’ in ısrarla Gültak’ı uyarmasına rağmen söz dinleyen yok.
Başkan Seçer sabırla dinliyor. CHP sıralarından gelen sataşmaları ise engellemeye çalışıyor. Bu yetmezmiş gibi CHP’li meclis üyelerini uyarıcı nitelik taşıyan bir refleksle oturuma ara veriyor.
Adeta herkes kendi işini yapsın diyor. CHP’li meclis üyelerinin Mersin’in sorunlarının dışına çıkmamalarını, genel siyasete girmemelerini istiyor. Bu uyarılarını her iki tarafada yapıyor.
Hem Cumhur ittifakı hem de Millet ittifakı üyeleri bu olumlu uyarıları bazen ihlal edince de gereksiz sataşmalar başlıyor. Burada açık ve net söylemek gerekirse bu kargaşadan nemalanmak isteyen meclis üyelerinin olduğu da görülüyor.
Tartışmaların odak noktası olarak gösterilen Gültak’ın her defasında meclisin ahengini bozacak tavırlar sergilemesinden dolayı, gittikçe puan kaybettiği söyleniyor.
Bu son mecliste yine iddialara göre mecliste söz almadan ön sıralara gelerek kural tanımaması, meclisi terk ederken sözlü laflar sarf etmesi, gereksiz yere siyaseti işe karıştırarak hiç hoş olmayan gerginliklere neden olması çok eleştiri aldı.
İddialara göre Meclisten çıkarken, “Bana silah gösterdiler” gibi söylemlerle Partilileri meclise çağırdığı anlatılıyor.
Görüntüleri izlediğimizde ise, AK Partili gençlerin zorla meclise girmek istediklerini görüyoruz.
Bu çok vahim olaya neden olanlar bunun sonuçlarının nereye kadar uzanacağını kestirememiş olabilirler.
Ama bu gerginlikleri yaratan kimler olursa olsun, bu “cehaletten” kurtulmalılar.
Özellikle barış içinde, huzur içinde bir arada yaşayan ve bütün Türkiye’ye örnek olabilecek Mersinimizi, kamuoyu önünde kavgalarla, gerginliklerle gündeme getirmek en büyük kötülüktür.
Sağduyusuna inandığımız AK Parti İl Başkanı Sayın Cesim Ercik’in bu olaya neden müdahale etmediği, hileli yönlendirme yaratıcı, gerginlikleri tırmandırıcı hareketlere neden dur demediği merak ediliyor.
Aklı başında olan biri, kavgacı ve hırçın tavırlardan bir şey çıkmayacağını bilir.
Seçildiğinde çok sevindiğim ve iyi başlangıçlar yapan Akdeniz Belediye Başkanı Gültak ta, artık gerginliklerle değil, başlangıçta uygulamaya koyduğu yerelden yönetme, uzlaşıcı, barışçı ve eskiden olduğu gibi yaptığı işlerle anılma tavırlarına geri dönmelidir. Yoksa Kamuoyunda konuşulan bir başka iddia ise, AK Parti içinde şimdiden Akdeniz Belediye Başkan adaylığı yarışının bu gerginliklere neden olduğudur. Genel merkezin gözüne girmek için “Şov” yapıldığıdır. Umarım siyaset bu kadar ucuz ve basite indirgenmemiştir. Mustafa Gültak ta bu amaçlar için çaba sarf edecek bir yola girmemiştir. Yoksa geleceğe güven veren deneyimli siyasetçi yapısından uzaklaşacaktır.
Vatandaş hizmet bekliyor, hizmeti engelleme, gerginlik çıkarma niyetinde olanları tasvip etmiyor.
İşini yapan, kendine güvenen, yaptıklarıyla övünen biri gerginlikten uzak durur.
İş yapamayan kim olursa olsun, bahane arayarak, kargaşa çıkararak, dikkatleri başka tarafa çekmeye çalışır.
Son sözümde CHP’li meclis üyelerinedir. Gerilim ve kavgaya sebep olacak her tahrikten uzak durarak daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Borçlanma konusunda mahkeme kararıyla zor durumda kalan Cumhur ittifakı üyelerinin, konuyu genel siyasetin içine çekerek gündemi değiştirme oyunlarına gelmemelidirler. Meclisi yöneten başkan Vahap Seçer’in işini zorlaştırmamalıdırlar.
Bu genel siyaset tartışmaları Parlamentonun işidir. Mersin Büyükşehir meclisinde Mersinin sorunları konuşulmalı, tartışılmalı ve medeni bir şekilde hizmet üretimine destek olunmalıdır.
Mersin için kim olursa olsun hizmet ediyorsa başımızın üstünde yeri vardır.
Mersin’in önünde engel olanlar, kavga çıkaranlar ve bundan beslenenler kim olursa olsun, değersiz, kifayetsiz ve çapsızlar olarak vatandaşın nefretini alacaklardır.
Sakın hiç kimse bunu unutmasın.
Kalın Sağlıcakla.
