Herkesin bilmesi gereken bu seçim bir sonrakinin altyapısıdır. Çünkü bu seçim mevcut olan tek adam rejiminin koşularında yine tek adam seçimine uygun bir Cumhurbaşkanı seçecektir. Ancak seçilenin amacı ve niyeti bunu değiştirecektir.
*Seçilen Cumhurbaşkanı Cumhur İttifakının lideri Recep Tayip Erdoğan olursa her şey bugün ki sistemle devam edecektir. Bunun için de ilk turda yüzde ellinin üstünde ki her oy yeterli olacaktır. Bu gün ki karabasan yaşamın sıkıntıları ve her gün biraz daha kararacak ülkemizin geleceği ve çekilmez olacak olan halkımızın yaşamıyla ucube ve çağdışı rejimin bahtı kararanları olacağız.
Onun için düşündüğümüz ve uğruna hayatımızı koyduğumuz seçimimiz bu değil.
Ama aynı zamanda bunu seçeceğiz.
Neler saçmalıyorum değil mi?
İşte bunu tam olarak anlamalı ve bugün seçime öncülük yapan MİLLET İTTİFAKININ Hassasiyetleri yaptıkları ve bundan sonra yapması gerekenlerin pamuk ipliğine bağlı olduğu kadarda önemlidir.
O halde seçimimiz ne olacak?
Dediğim gibi Millet İttifakında lideri aynı seçimle yüzde elinin üzerinde oy alarak iktidara gelmeli.
Seçilen Cumhurbaşkanı adayı aynı yasa ve güçlerle iktidara gelecek ve bir o kadarda tek adam rejiminde mevcut olan yasama yürütme ve yargının tüm imkânlarına sahip olacaktır.
Bu konuya tekrar dönmemiz gerekecek.
Ama herkesin kendi düşüncesinden yola çıkarak hiç kimsenin beğenmediği Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet ittifakının beş liderini neredeyse diri diri toprağa gömecek kadar yargısız infaza tabi tutuldular.
Yine Aday çıkarmayacağım diyen ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme yönünde tavır sergileyen ‘Emek ve Özgürlük ittifakı’ ile ‘Sol İttifak’ bileşenlerinin ve onlarca siyasi partinin kararını alan ilgili siyasi temsilcilerini neredeyse suç işleyen meczuplar gibi saldıran bazı ulusalcı kafatasçı yâda trol lük misyonunu taşıyanların tavırları onların bu emellerini boşa çıkaranların siyasi uzlaşı ve demokratik tercihleriyle şu anki aşamaya geldi.
Şimdi herkesin bu soruya cevap vermesi lazım. Bu gün ki Tek adam rejiminin yerine tekrar Çağdaş, demokratik insan haklarına dayalı laik parlamenter sistemine geçmek istiyor musunuz?
Peki, tek başına sizin partiniz yüzde elinin üstünde oy alıyor mu?
Peki, almıyorsa yüzde elinin üstünde oy alan iktidara geliyor mu?
Senin istediğin rejim bu günkü rejim değilse değiştirmek için ne yapman lazım.
Demokrasi için oylarını bir uzlaşı ortamı ve ikna etme düşünce gücü ve güven veren liderliğin getireceği inançla bu işe koyulmak gece gündüz çalışmak ve başarmak lazım. Buda hiç görülmemiş Dünyada eşine rastlanmayan hele Türkiye gibi her türlü siyasi kayganlığın olduğu bir ülkede imkânsız gibi görünüyordu.
Fakat başta parti içi olmak üzere bütün engellere rağmen yola çıkan Kemal Kılıçdaroğlu başardı. Aşağıda ki ittifaklar ve partilerle tarihe geçecek bir siyasi başarıya imza attı.
A.MİLLET İTTİFAKI: Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu,
B.EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI: Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP),Yeşil ve Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi(TİP)
C.SOL İTTİFAK: SOL Parti (SOL), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Devrim Hareketi (DH) ve Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP)
İle Dışarıdan destek veren partiler
1.BTP Bağımsız Türkiye Partisi Hüseyin Baş Merkez
2.DOĞRU Doğru Parti Rifat Serdaroğlu Merkez ve Merkez sağ
3.HKP Halkın Kurtuluş Partisi Nurullah Ankut Aşırı sol
4.KP Kadın Partisi Benal Yazgan Merkez
5.LDP Liberal Demokrat Parti[j] Gültekin Tırpancı Merkez
6.MTP Milliyetçi Türkiye Partisi Ahmet Yılmaz Sağ
7.TEK Parti Teknoloji Kalkınma Ahmet Özal Merkez sağ
8.TDP Türkiye Değişim Partisi Mustafa Sarıgül Merkez
Şimdi gelelim yazımızın başında tekrar döneceğiz diyerek açıklama yapacağımız bölümde sorduğumuz sorunun cevabına.
Cumhur ittifakının iktidarda olduğu ve iktidarını sürdürmek için herkesin ayağına giderek her türlü imkânı sağladığı HÜDA PAR,(Domuz Bağı cinayetleri, Gaffar Okan Hem şehrimiz Gonca Kuriş başta olmak üzere bir çok cinayetin sorumlusu Hizbullah hareketinin Partisi),YRP ve DSP gibi hiçbir gücü olmayan partilere bol keseden MV ve Bakanlık dağıtan Recep Tayip Erdoğan her türlü ilkesizliği ve ülkenin geleceğini, huzurunu ve kalkınmasını zere kadar düşünmemektedir. Seçimi kazanarak iktidarını korumak ve rejimini sürdürmekten başka hiçbir amacı yoktur.
Yüzde elinin üstünde oy aldığı zaman onun için her şey yeterli ama halk için bu karanlığın artarak devam etmesi anlamına gelecektir.
Millet ittifakının lideri ise seçimi yüzde elinin üstünde ki oyla kazansa bile her şey yeni başlayacaktır.
-Mevcut olan baştan çıkarıcı tek adam rejiminin sağladığı imkânlarla güç zehirlenmesine kapılmadan halkın demokratik yönetimini sağlayacak bir hükümet kuracak.
-Bu hükümetin başında ülkenin bütün sorunları tespit ederek hükümet bütün iç ve dış sorunları acil olan başlayarak çözecek,
-TBMM nin çalışmasını sağlayarak bütçe yasama yürütme ve yargının adil olması için kanunlar çıkaracak,
-Partiler ve seçim yasasını tekrar düzenleyerek demokratik çağdaş hukuk laik ve insan haklarına dayalı bir devletin yeniden parlamenter sistemle idare edilmesinin yolları sağlanacak,
-Yaratılacak bütün kışkırtma ve oyunları boşa çıkartacak,
-Yurt dışına kaçırılan paralar getirtilecek,
-Ülkede bulunan kaçak, sığınmacı, mülteci, göçmenler ülkelerine emniyetleri sağlanarak yollanacak,
Yani Cumhurbaşkanı bir taraftan hükümetin başında bir taraftan da mevcut parlamentoda bunları yönetecek ekip ve kadroyu kurarken diğer taraftan da kendi partisinin genel Başkanı başta olmak üzere diğer kadrolarla yeniden liyakatli talipli olanların göreve gelmesini sağlayacaktır. Ayrıca başta İstanbul ve Ankara olmak üzere hizmetlerin yürütülmesi ve idarenin sağlanması gerekecektir.
Bütün bunlar devam ederken bu düzenden zarar gören herkesin uygun gördüğü ve Millet İttifakı tarafından hazırlanan ortak mutabakata uygun adil bir sistemle en kısa zamanda seçime gidilecek. Seçimden sonra bu rejimden rahatsız olan herkesin ortak olduğu sistemle din, dil, mezhep, ırk gözetmeden kadın, çocuk ve çevre haklarını savunan, insan haklarına dayalı, çağdaş, demokratik, laik hukuk devletine dayalı parlamenter sistemi kurmak için yapılan ve baraj sorunu olmadan tüm partilerin katılımıyla seçim yapılacaktır. Partilerin çıkardığı vekillerle sahip olduğu, Temsil etiği seçim sonucu parlamentoda temsil edilecektir. Bu parlamentoda en çok oy alan parti liderine, hükümeti kurma görevi verilecektir. Hükümetin kurulması, Meclis başkanın seçilmesi ve gurupların oluşmasından sonra ucube sistemle seçilen tek adam rejiminin sistemini kabul etmeyerek TEK adam olmaya müsait olduğu halde bunu reddeden CUMHURBAŞKANI veda konuşmasını yaparak istifa edecek. Tarihe geçecek olan bu demokrasi mücadelesinin şerefiyle yeni parlamentonun çalışmalarına imkân sağlayacaktır. Bu yeni parlamento yıllar sonra tekrar egemenlik kayıtsız şartsız milletindir şiarıyla CUMHURBAŞKANINI seçerek çağdaş olan bir ülkenin yeniden temelleri atılmış olacaktır.
İşte bu sebepten dolayı, şu ana kadar Kemal Kılıçdaroğlu’nun sabırla, inatla, kararlılıkla iğneyle kuyu kazarcasına herkesin en ufak bir olaya kızdığı eften püften sebeplere kendisini ise volkanların içinde patladığı zamanlar bile kimseye hissetmeden yoluna devam etmiş olduğu muhakkaktır. Yılar alan çalışmalar sonucu seçime yüzde elinin üstünde bir seçmenin cephesini yaratarak işlemiş olduğu ve bütün iyi niyetli art niyet taşımayan katılımcı ve savunucularının elinden geleni yaparak yardımcı olduğu bu dönemden geçmektedir. Ne partiler normal parti, ne seçmenler normal zamandaki seçmen, nede oluşan listelerin inançlı, emek veren partili olmadığını kabul etmek zorundayız. Çünkü böylesine olağanüstü olan MUCBİR SEBEPLERDE kaptanların gemilerini sağ salim liman ulaştırmak için kendi kamaralarından rota çizerken binlerce boyuttan binlerce fırtınayı hesaplayarak yol almak zorunda kalırlar. Ve parçayı bütüne bağlayarak bütünden de en ince ayrıntıları görüp hesaplayarak özlenen herkesin mutlu olacağı hedeflere ulaşacaktır.
Onun için daha işin başında ve yapılacak çok iş var şimdi listenin siyasi analizini yapmak yerine ittifakın başında sorumluluk alan genel başkanlara iki belediye başkanına ve ona destek veren bütün siyasi ittifak ile parti temsilcilerine yardımcı olmak onları anlamak ve işlerini halkın adına kolaylaştırmak zorundayız.
Bu vesileyle ilerde ki zorlukları buradan elde edilecek güç tecrübe ve ortak güvenle aşmak dileği ile.
Kalın sağlıcakla.
