Paylaşmak; kendinde olanın bir kısmını vermek, kendinden vermek, bölüşmek, üleşmek; mecazi anlamda katılmak, aynı duyguya sahip olmak anlamlarını ihtiva eder. Paylaşmak gönüllü bir davranıştır, bile isteye, seve seve, gönüllüce vermek ve katılmaktır; zorla, zorlamayla olacak iş değildir. Haddizatında insan paylaşabilen bir varlıktır; doğası paylaşmaya yatkındır. Bu manada paylaşmak doğal bir eylemdir; paylaşamamak ise arızi bir durum.
Paylaşmak yardımlaşmanın en güzel ifadesidir. Ekmeğimizi paylaşırız, selamımızı paylaşırız ve hatta tebessümümüzü paylaşırız. Biz, paylaştıkça büyüyen, paylaştıkça güçlenen bir aileyiz. Biz paylaştığımız şeyin paylaşıldıkça büyüdüğüne, çoğaldığına, paylaşıldıkça bereketlendiğine inanırız. İnancımız bize bunu söyler, bunu yapmamızı telkin eder. Bizi temelde güçlü kılan inancımız ve onun telkin ettiği paylaşma duygusudur. Bu duygu toplumsal bağı güçlü kılan bir duygudur. Bu sebeple paylaşırız; hayatı, sevgiyi, ekmeği, zamanı, malı, selamı ve dahi tebessümü. Bundan dolayıdır ki paylaşmamız yüzlerde tebessüme, gönüllerde sevince vesile olur. Paylaşmak, kavgayı, tartışmayı, husumeti, kıskançlığı kaldırır; barışı, anlayışı, kardeşliği ve duayı getirir. Bu sebeple paylaşmamız dua olur döner bize. Bir çevrimdir bu, iyilik çevrimi. Halis bir niyetle başlayan güzel bir adım nerelere ulaşmaz ki! Kimi zaman kıtalar dolaşır, sofralara konar, ellerde dua olur, döner dolaşır yüreğimize konar ve bizi teskin eder. Paylaşma duygusu ile iyilik çevrimi içerisinde olmak, muhatabını huzura gark eder.
Paylaşmak, paylaşılan şeye sahip olmaktan daha fazla mutlu eder insanı. Paylaşmanın tadı, paylaştığımız ekmeğin tadından daha tatlıdır mesela. Bu tadı almış kimseler, paylaştıkça mutlu olur, paylaştıkça huzur bulur. Bu sebepledir ki, zenginlik içerisinde huzur bulamayan nice kimseler, yardım ederek, sahip olduğu şeyleri pay ederek, paylaşarak huzur bulduğunu söylerler. Huzur paylaşabilmektedir yani. Paylaşamamak, biriktirmek ve yığmak insanı huzursuz eder.
Paylaşmanın bir de sosyal medyaca anlamı vardır; iletmek, ilan etmek. Hemen hemen hepimizin sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı fotoğraflar, videolar, yazılar vardır. Benimsediğimiz ve hoşumuza giden fikir, düşünce ve yazıya ait bir metni, güzel bulduğumuz bir fotoğrafı ya da videoyu takipçilerimizle paylaşırız. Bu alanda paylaşılan içerikleri beğenir, yorumlar yaparız. Sosyal medya mecralarında yaptığımız paylaşımlar kimi zaman anlamsızlaşır. Yenilen yemekleri, mükellef sofraları sosyal medya hesapları üzerinden paylaşmak bu anlamsızlığın bir ifadesidir. Aslında bize, değerlerimize, geleneğimize uygun bir hareket de değildir. Bizde, dilimizde, geleneğimizde “Göz hakkı” diye bir ifade vardır. Bu sebeple yemeğimizi, aşımızı görmüşse bir göz, kokusunu almışsa bir burun, soframıza davet eder, yediklerimizden o kimselerle de paylaşmaya çalışırız. Fakat yediklerimizi sosyal medya hesaplarından paylaşmak bize böyle bir imkanı sunmaz. Çünkü sosyal medya sanal bir dünyadır, sahici olandan, gerçekten uzak.
Hasene Derneği “Gerçeğini Paylaş” sloganı ile bu seneki kumanya kampanyasının startını verdi. Yine on binlerce ihtiyaç sahibinin sofrasına, ramazan ayı öncesi kumanya ulaştırmak için yüzlerce gözlemci yollara revan olacak. Onlarca ülkedeki mazlumlar ramazan ayı öncesi kumanyalarına kavuşacak. Hasene çalışmalarını her sene artan ilgi ve teveccühle büyüterek ve büyüyerek, daha fazla insana ulaşarak sürdürüyor.
Hasene Derneği’nin bu seneki kumanya kampanyanın afişini görmüşsünüzdür. Afişteki tasarım bize, yenilen ve içilenleri sosyal medyada, sanal dünyada, pek de anlam ifade etmeyen bir eylem yerine, yediklerimizi, elimizin ve kolumuzun uzanamayacağı, dünyanın diğer bir ucuna, gerçek, sahici ve bir anlam ifade eden şekilde paylaşmaya davet ediyor. Paylaşmanın sanalına değil, gerçeğine yönlendiriyor. Sanal dünyada paylaşılan yemekler de kıtalar ötesine ulaşabiliyor ama mazlum ve mağdurların sofrası için bir anlam ifade etmiyor.
Hasene kumanya kampanyası ile binlerce kilometre ötesine, varlığından haberdar olmadığımız, imkânsızlıklarını anlayamadığımız sofralara ramazan ayı öncesi gıda ulaştırıyor. Ramazan ayı paylaşmanın en dorukta yaşandığı aydır. Yiyecek bir lokma bulamayanların halinden anlayabileceğimiz, bu manada diğerkâm olabileceğimiz anların zirvesidir. İşte böyle bir ay için, Hasene Derneği paylaşmanın en anlamlısına, gerçek olan paylaşıma davet ediyor bizleri.
Murat Kubat