Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. Ersoy Önder

Dr. Ersoy Önder  |  BERLİN

ersoyonder@gau.edu.tr

YAZARIN TÜM YAZILARI

SİZ-BİZCİLERE

Son zamanlarda, özellikle televizyon ekranlarındaki tartışma programlarında ve politik aktörlerin söylemlerinde bir “siz-biz” çekişmesi ile muhattap oluyoruz. 

Aslında çok gereksiz bir itiş kakış bu, elbette ötekileştirme yapmadan birlik olmak, hepimiz için önemli. Ama illa “siz şöylesiniz, siz böylesiniz, siz, siz” diyen bazı politik fanatiklere, şu “bizi” bir tarif edelim istedim. 

5 yıl önce de, benzer bir tarif yapmışım. Bir öyle, bir böyle, yanar döner olmadığımız, aldatılıp kandırılmadığımız, o gün neredeysek, bugün de aynı yerde olabildiğimiz için, bu tarif, bugün de aynen geçerlidir. 

Buyurun okuyun bakalım, belki siz de kendinizi bu Biz’de bulursunuz, belli mi olur?

BİZ;

Peygamberimize Hazreti Muhammed, ulu önderimize Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyenlerdeniz.

Ne birine haşa aşağılarcasına sadece peygamber veya başka dine inananlar gibi sırf ismiyle Muhammed, ne de milletin kalbinde taht kurmuş ötekine sadece Gazi veya Mustafa Kemal deriz.

Halkın gönlündeki insanlara, halkın çoğunluğu ne diyorsa, o isimleri kullanırız.

Müslümanız ama laiklik olmazsa olmazımızdır. İyiliktir ana düsturumuz. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak, ana hedefimizdir.

Ne geçmişini yok sayan, Türk tarihini devrim tarihi ile başlatan kafadanız, ne de Atatürk'ü yok sayan, görmezden gelen Osmanlıcı bağnazlardanız. 

Atatürk, sonsuz liderimizdir, dokunulmazımızdır. O farklıdır. Diğerleri kim olursa olsun, diğerleridir.

Dünya görüşü ve politika farklılığı bizler için kişi isimlerini değiştirmez. Esad, Esed olmaz. Esad'sa Esad'dır, Esed'se Esed'dir.

Harflerin okunuşunu da siyasi görüşümüze göre değiştirmeyiz. Akape değil, Akepe; Cehape, MeHaPe değil Cehepe, Mehepe deriz.

PKK'ya PeKeKe değil Pekaka deriz, Türkiye'nin çoğunluğunun kullandığı ve kabul ettiği gibi.

Müslümanım deyip İslam dinini, şahsi menfaatlerine kullanan hırsız, kumpasçı, yalancı ve ahlaksız yobazlardan; Atatürkçüyüm deyip halka tepeden bakan, hakir gören aristokratlardan ve de bölücülük yapmayı demokratlık sananlardan değiliz.

Demokratız. Gerçek demokrat. Demokrasi araç değil amaçtır, hele sosyal olan daha muteberdir bizim için.

Çalışkanız. Çalışmadan, yorulmadan, savaşmadan gelenlerin, geldikleri gibi gideceklerini iyi biliriz.

Halka hizmet, hakka hizmettir.

İçki içene de, camiye gidene de karışmayız. Niye içiyorsun da, niye gidiyorsun da demeyiz.

Sosyal içiciyizdir, alkoliklik ve bağımlılık bize uymaz.

Dinimizin gereklerini de yerine getiririz, olduğu kadar, kimseye şov yapmadan, hava atmadan. Farkına bile varmaz, öğrenince şaşırıverirsiniz.

Kimin ne cezası, kimin ne mükafatı olduğuna sadece yaradanın karar vereceğini iyi biliriz.

O yüzden yaradılana biat etmek, fıtratımızda yoktur.

Tüm dünyalar için çalışırız, hep kalacak, hiç gitmeyecek, hemen yolcu gibi. Öncelikli hedefimiz, insan olmaktır. Bizde ırk da, din de sonrasında gelir insanlığın.

Olduğumuz gibi görünür, göründüğümüz gibi oluruz.

Neysek oyuz işte.

Ne başörtüsüne karşıyız, ne başına örtene. Baştacılarımızın başının açıklığı kapalılığı değil, iç güzelliği önemlidir bizim için. Hiçbir kadının ötekileştirilmesini istemeyiz.

Ne mahalle, ne aile hiçbir baskı olmaksızın, özgür bireyler olmasını isteriz, sosyal hayatımızın vazgeçilmezi kadınlarımızın.

Tercihimiz, ne önümüzde, ne arkamızda olmalarıdır. Yanımızda, dimdik ayakta ve güçlü olsunlar isteriz.

Biz, illa bizim gibi olun demeyiz. Ama biz, biz olmaktan memnunuz, Siz, biz gibi değilseniz de saygı duyarız, ama bize de saygı duyulmasını isteriz.

Biz gibi olmak isterseniz, kapımız her daim açıktır.

Hala da anlaşılamadıysak artık, bu bizim suçumuz değildir yani.