Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. Ersoy Önder

Dr. Ersoy Önder  |  BERLİN

ersoyonder@gau.edu.tr

YAZARIN TÜM YAZILARI

Ortadoğu Satranç Tahtası

Harward doktoralı Zbigniew Brzezinski’nin 1997 basımlı “Büyük Satranç Tahtası” kitabı, ABD’nin soğuk savaş sonrası tüm dünya üzerindeki stratejik çıkarlarını açıklayan, çok önemli bir kaynak kitap. 

Yazara göre, “Büyük Satranç Tahtası” olarak belirlenen bölge, enerji kaynaklarının yüzde 75’ini ve tüm dünyanın GSMH olarak da yüzde 50’sinden fazlasını üreten, Avrasya kıtasıdır. 

Avrasya’nın küçültülmüş merkezi Ortadoğu’nun satranç tahtasını da, biz betimleyelim.

Başı savaşlardan, göçlerden ve otokratik yönetimlerden bir türlü kurtulamayan Ortadoğu'nun şahı, din ve petroldür. Herkes önce onlar için savaşır. Herkesin ana derdi, kendi şahını korumaktır. O giderse, oyun biter.

Millet ve ulus kavramı kaledir. Dümdüzdür, yalnızca sağa veya yalnızca sola gider, esnek olamaz. Şahı, ne pahasına olursa olsun, korumaktır ana görevi ve o yüzden sadece kendisindedir rok yapma yetkisi. 

Peki ya devletler?

Türkiye ve İran, atdır. Diğerlerinin tamamı düz veya çapraz giderken, onların kendine has bir üslupları vardır. Nereden gelecekleri, ne yapacakları öngörülemez. O yüzden devamlı kontrol altında tutulmalıdırlar. Tek başlarına olmasa da, başka oyuncuların desteğiyle, satranç tahtasını hallaç pamuğu gibi atabilirler.

Fil, Suudi Arabistan ve Mısır'dır. Ya beyaza, ya da siyaha geçemezler, kendi renklerinde oynarlar, akılları hep vezir olma derdindedir, onun için çabalar, onun için uğraşırlar ama, vezir İsrail'dir Orta Doğu'da. Çünkü tahtanın her yerine sorgusuz sualsiz gider ve önüne gelen herkesi yer.

IŞİD, PKK/PYD gibi terörist örgütler, bu tahtanın piyonudur. Vezir olmak isterler, rakiplerinin arkasına, son hattına geçmektir hep niyetleri, o yüzden bel altı vururlar, eylemleri kalleşçedir. Asker, sivil, işçi, memur, çoluk, çocuk ayırmazlar. Kimseye görünmeden, yavaş yavaş, son hatta ulaşmaya çalışırlar, ama hiçbir zaman sonunu getiremezler. Ne atlar, ne filler, ne kaleler izin verir onların vezir olmasına ve her defasında feda edilirler. Vezir değil, rezil olurlar.

Ortadoğu satranç tahtasındaki oyuncuların ise, şahdan piyona, vezirden ata tüm oyuncuları birbirine kırdıran ve emperyalist politikalarını uygulayabilmek adına her türlü oyunu kurgulayan hegemon güçler olduğunu söylemeye gerek var mı?

Tahtada oyun kuran, oyun bozan kim olursa, oyuncular nefret eder onlardan. Kendi başına hareket, kabul edilebilir bir olgu değildir Ortadoğu’da.

İşte o yüzden, satranç tahtasının aktörleri ne zaman ki, oynanan oyunun birgün farkına varırlar ve beraber hareket ederler, işte o gün Ortadoğu, geçmişinde olduğu gibi, gelecekte de medeniyetin yeniden beşiği olabilir.

Bağdat ve Sadabat paktlarının kurulmasına, yıllar önce hangi muhteşem aklın ön ayak olduğunu, bu çerçevede bir kez daha iyi düşünmek gerekir. 

Ne adammışsın, nasıl bir beyinmişsin sen, ey Mustafa Kemal!