Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. Ersoy Önder

Dr. Ersoy Önder  |  BERLİN

ersoyonder@gau.edu.tr

YAZARIN TÜM YAZILARI

15 Temmuz

Zamanında çok dile getirdik. 

Balyoz, Ergenekon süreçlerinde, bunlar çok tehlikelidir, kendi menfaatleri, çıkarları için her yolu mübah görürler, kendi silah arkadaşlarına kumpas kuruyorlar dedik, yok öyle bir şey dediniz.

Yetmedi, ele geçirdiklerini sandıkları yargıyla, polisle, eğitimle, bürokrasi ve medyayla, ne kadar doğru, düzgün kişi varsa saldırdılar, ne kadar yalan, yandaş varsa pohpohladılar. 

İnanmayın dedik, askeri vesayet bitiyor, bağırsaklar temizleniyor dediniz, yapmayın, etmeyin, vesayetin askeri, sivili olmaz, üstelik askerin vesayet döneminden sonra hep demokrasiye geçilmiştir, bunların ne yapacağı belli olmaz, amacı araç, aracı amaç yaparlar, fark edemezsiniz dedik, inanmadınız.

Bu iş artık tamam zannettikleri, ordu bizimle diye düşündükleri 15 Temmuz kalkışmasında, hiyerarşik olmayan ve silahlı kuvvetlerin tamamının katılmadığı hiç bir hareketin başarılı olamayacağını, Atatürkçülüğün TSK’nın damarlarındaki asil kudret olduğunu zikrettik ve dediğimiz gibi başaramadılar.

Şimdi, 15 Temmuz’un 4’üncü yıl dönümünde; 

Şehitlere mi, yaralılara mı, sakat kalanlara mı, ölenlere mi, linç edilenlere mi, onların ailelerine mi, devletin tankına, topuna, aracına, binasına verilen zarara mı yanalım?

Kendi halkına, Meclis’ine, askerine, polisine ateş eden soysuzlara mı, bu soysuzları devletin her kademesine fütursuzca getirenlere mi, halkla ordusunu karşı karşıya getirenlere mi ve her şey göz önündeyken, kendi şahsi ikbali için gereğini yapmayan sorumsuz yetkililere mi kızalım?

Bu yapıyı devletin kadrolarından söküp atmak için canhıraş uğraş veren ve zaferin demokrasiye inananların olacağını, bu yapıyla özde mücadele edeceğini, daha hemen kalkışma sonrası internet sayfasından, deklare eden Atatürkçü TSK mensuplarını mı alkışlayalım?

Bilemedim.

Bildiğim ve anladığım ise şu:

Aradan geçen 4 yıla rağmen, bu anti demokratik olayın karanlık yüzünün hala, tam olarak aydınlatılamamış olması ve bu gizli/paralel yapıyla mücadelede, siyasi ayağın ortaya çıkarılamaması gerçeği.

Böyle demokrasi karşıtı garabet kalkışmaların, hiç bir zaman ve hiç bir yerde yaşanmaması için, yapılması gereken ise:

Kanan, kandıran, kandırılan ve kandırıldığı için vatandaşlarının zarar görmesine sebep olanlara değil; kanmayan, kandırmayan ve kandırılamayan liyakat sahiplerine sahip çıkma ve yetki verme gereğidir. 

Demokrasilerde halkın kendini yönetenleri seçmesi, o kadar basit bir olay değildir yani. 

Hayat da öyle değil mi? 

Yaşadıklarımızın en önemli sebebi, tercihlerimizdir.