Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. A.Atilla Doğan

Dr. A.Atilla Doğan   |  BERLİN

aatilladogan@gmail.com

YAZARIN TÜM YAZILARI

ÖLENE KADAR ÖLMEYEYİM DİYE UĞRAŞIYORUZ!

Belli bir yaşı geçenler hazan mevsimi gelince ölümü daha fazla düşünür oluyor. Gençler için çok uzak olan bu düşünce orta yaşı geçmeye, okul arkadaşlarının bazılarını kaybetmeye başlayınca Hayat nedir? Ben kimim? Neden bu mücadele demekten kendini alamıyor insan.

Hayat nedir?

Hayatın anlamı nedir denildiğinde kimileri için daha çok öğrenmek, bazıları için iyi olmak, ya da basit yaşamak veya sürekli zevk almak olarak ifade edilebilir. Bir kısmı için de hayatın anlamı yoktur. Kim ne düşünürse düşünsün, ya da nasıl yaşarsa yaşasın, yaşam basit kurallar içinde varlığını sürdürmeye devam eder. Nefes al, su iç ve beslen! Bu üç gereksinim karşılanmıyorsa zaten hayat yok! Dünyadaki canlılar için oksijen, temiz su ve yemek yoksa yaşamda yok! Buradan yola çıktığımızda hayatın anlamı nefes alabilmek, su içebilmek ve karnını doyurabilmektir. Hayatı bu kadar sade yaşamak; nasıl olsa öleceğiz hadi tüm zevkleri deneyelim, her şeye sahip olalım düşüncesinin aksine, istek ve arzuların bittiği bir ruhsal aşamadır. Acıların, sorunların dert edilmediği bir iç huzura ulaşmaktır. İşte bu noktada mutluluğu arayan ile mutluluğu kendisi yaratan insan türü karşımıza çıkmaktadır. Mal, mülk, para, şöhret veya ilgi arsızı olma yoluyla mutluluğu arayan, bunlara sahip olduktan sonra bile mutlu olamayınca, bunlardan arınma derdine düşenlerin gidecekleri yer; aslında yola çıktıkları yerdir.

Ben kimim?

Ben kimim? Sorusunun cevabı yüzyıllar boyunca aranmakta ya da farklı farklı düşünceler içinde cevaplanmaya çalışılmaktadır. Birisi ‘’ Sen kimsin!’’ diye sorduğunda belki de kimliğinizle ilgili bilgileri sormuş olabilir, ancak bu soruyu kendimize ‘’Ben kimim?’’ diye sorduğumuzda felsefi bir sorgulama içine girebiliriz. Varlığımızın kaynağı, anlamı ve nedeni üzerine düşünmeye başladığımızda hepimiz farklı sonuçlara varabiliriz. Bir kısmımız kendimizi çok değerli hissederken, bir bölümü de çok değersiz bulabiliriz. Ancek ne olursak olalım ölüm gerçeğini düşünmeden geçemeyiz. Ölüm herkes için farklı anlamı olan bir sondur. Hatta bazı inançlara göre ölüm, bilinmeyen yeni bir hayatın başlangıcıdır. Sokrates’in “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir” derken, bilgimizi sorgulamamızı ister. Sokrates der ki,  “Gerçekte  kimse bilmiyor  ölümün  ne  olduğunu,  en  büyük kötülükmüş  gibi  korkuyor  ondan.  Ya ölen kimse hiçliğe, yokluğa eriyor, hiçbir şey bilmez oluyor ya da denildiği gibi ölüm bir değişmedir, bulunduğumuz yerden canın, ruhun bir başka yere göçmesidir.” Sokrates’in ölümü sorguladığı çok sözü vardır ancak sorgulanmaya başladığında sonucun yine ölümle sonlanması gerçeği dışında bilinen bir gerçek yoktur. Öyleyse,  ‘’ben, benim ve herkes gibi bir faniyim’’

Neden bu mücadele?

Çocuk sahibi olmak istemenin bir nedeni de kendi biyolojik türünden yeni nesillere sahip olmaktır. Bu güdüsel yaklaşımın dışında, rasyonel bir düşünce ile kendisinden daha başarılı ve güçlü bir bireyin yetişmesini ümit etmek, bilinen diğer nedenler arasındadır. Bunlar ölümlü insanın dünyaya bir iz bırakma gayreti olarak görülebilir. Soyu sürdürme gayreti ölümsüz olma isteğinin güdülenmiş hali olarak karşımıza çıkmaktadır. Ölümsüzlük sadece çocuk sahibi olma yoluyla tatmin edilen bir duygu değildir. Unutulmaz bir lider olmak, şarkıları dillerden düşmeyen bestekar, şiirleri nesilden nesile okunan şair, heykelleri kentin meydanlarını süsleyen heykeltraş, yüzyıllarca hayranlıkla uyandıran yapılara imza atan mimar, bilim insanı ya da halk kahramanı olmak; kimi zaman bilinçli, kimi zaman tesadüflere bağlı olarak gerçekleşebilir. Doğduktan sonra alınan ilk nefes ile verilen son nefes arasında geçen o ümit dolu, heyecanlı çoğu zaman meşakkatli sürecin içinde hep sorulan bir soru var? 

‘’Madem ki öleceğiz, Neden bu mücadele?’’

Çünkü ölmemeye çalışıyoruz. Kontrol dışı reflekslerimiz var, bir bebeğin parmağınızı kavraması güdüsel bir yaşama tutunma refleksidir! Rasyonel olan ise ‘’Ölene kadar, ölmeyeyim diye uğraşma’’ bilinci içinde dünyaya gelmemizdir. Allah (c.c.) hepimize sağlıklı ve huzurlu günler yaşamayı nasip etsin, herkese mutluluklar dilerim.