Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. A.Atilla Doğan

Dr. A.Atilla Doğan   |  BERLİN

aatilladogan@gmail.com

YAZARIN TÜM YAZILARI

‘’KORKARIM DÜNYADA BİR ZAMAN GELE, İNSANLAR YAŞAYA, İNSANLIK ÖLE…’’

Dünya’nın son beşyüz yılına şöyle bir baktığımızda, güç odaklarının doğudan batıya doğru önemli bir değişim geçirdiğini görmekteyiz. Dünya 01.01.1500 ile 31.12.1999 yılları arasında çok önemli değişimler yaşamıştır. Tüm bu değişimler Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında Doğu Roma İmparatorluğu’nun Başkenti Konstantinopolis’i ele geçirip; Doğu Roma İmparatorluğu’nu tarih sahnesinden silmesiyle mümkün olmuştur.

İstanbul’un Türklerin hakimiyetine girmesiyle Orta Çağ sona ermiş, Yeni Çağ başlamıştır! Avrupa’nın bilim, sanat ve kültürde bugünkü seviyesine gelmesi, Amerika’nın keşfi gibi önemli gelişmeler Yeni Çağ’da gerçekleşmiştir. İstanbul’un fethini Batı işgal olarak nitelemektedir. Ancak o dönemin Avrupa kıtasında yaşayan insanlar, kıtlık, açlık, veba, eşkiyalık,,barbarlık altında inim, inim inlemekte ve tüm bu olumsuzluğa neden olan Katolik Kilisesi’nin baskıcı uygulamalarıyla bin türlü eziyet çekmektedir.

Orta Çağ Avrupa’sının insan onuruna yakışmayan uygulamalarının sona ermesi Türklerin İstanbul’u fethi ile mümkün olmuştur. Türkler, bir çağı sona erdiren ve yeni bir çağın başlamasına vesile olan bir ulustur. Türklere işgalci diyenler fetih ile işgal arasındaki farkı hep görmezden gelmektedir. İşgal batılı sömürgecilere ait bir kavramdır. Batı işgal eder, katleder ve sömürmeye başlar! (Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında yaklaşık seksen milyon insan doğrudan ya da savaşın etkisiyle ölmüştür.) Türkler fetih ettikleri yerlerde mazlumlara dokunmaz. İnsanların dinine, inançlarına, örf ve adetlerine karışmaz. Hükümdarlığının kabul edildiği yerler vergiye bağlanır ve korumaya alınır! Türklerin 1299’dan 1922 yılına kadar hüküm sürdüğü Doğu Avrupa, Balkanlar, Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası’ndaki halk dillerini ve kültürlerini koruyarak bugüne kadar gelmişlerdir!  

Batının sözde medeni kavimlerinin insanlık suçu dosyası ise çok kabarıktır;  

Hristiyanlığı yaymak üzere gerçekleştirdikleri haçlı seferleri dönemlerindeki katliamlar

Amerika kıtasındaki yerli halkların yok edilmesi,

Amerika kıtasının keşfi ile aralarındaki güç savaşları

 Amerika’daki ırkçılık sürecindeki katliamlar

Amerikan iç savaşı

Sömürgecilik dönemi (Avustralya, Hindistan, Afrika) katliamları

Birinci Dünya Savaşı Katliamları

Türklere yönelik katliamlar

İkinci Dünya Savaşı katliamları

Sömürgeciliğe direnenlere yönelik katliamlar

Müslümanlara yönelik katliamlar

Orta Çağdaki ve 2. Dünya Savaşındaki Yahudi Soykırımı

Tüm bu soykırımlar ve katliamlar, Dünya’nın kanlı tarihindeki yerini ibretle korumaktadır!

Özetle ifade etmek gerekirse, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1918 yılında işgalinden sonra, ulus devletlerin hakim olduğu yeni bir dünya düzeni kurulmuş ve Dünya soğuk savaş adı verilen bir döneme girmiştir. Sovyetler Birliğinin dağılması, iki Almanya’nın birleşmesi, Avrupa’daki ekonomik birliğin siyasi birlik haline dönüşmesi gibi gelişmelerin ardında 11 Eylül 2001’de ABD’de gerçekleşen terör saldırısının ardından ‘’Hoş geldin 21. YY’’ denilen yeni bir dönem başlamıştır.

Bu yeni yüzyılda iletişim ve teknoloji sınır tanımaz bir gelişme göstermekte, robotik endüstri birçok alanda insanın yerini almaya başlamakta, ulaşım amaçlı süpersonik jetler test edilmekte iken, diğer yanda Orta Çağ Avrupa’sındaki gibi açlık çekenlerin varlığı,  totaliter yönetimlerin destek bulması, yüzbinlerce insanın savaşlarda ölmesi, ırkçılığın çok doğal bir hal alması, kadınlara ve çocuklara şiddetin önlenememesi, iklim değişiminin yaratacağı sorunların fanteziden gerçeğe dönüşmesi sıradanlaşmaktadır.

Bu yüzyıl 01.01.2000 yılında başladığı için Yirmibirinci Yüzyıl dersek eksik olur! Bu Yüzyılın ilk çeyreğine yaklaşırken yaşananlara bakarak, Sömürgeciler Asrı, İnsanlığın Öldüğü Çağ veya Doyumsuzluk Yüzyılı demek daha doğru olacaktır.

Azerbaycanlı şair ve yazar Bahtiyar Vahapzade’nin tespiti ile bitirelim bu karamsar yazımızı;

‘’Korkarım dünyada bir zaman gele, İnsanlar yaşaya, insanlık öle…’’