Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Deniz Merve Ercan - Uzman Klinik Psikolog

Deniz Merve Ercan - Uzman Klinik Psikolog  |  Gaziantep, Türkiye

denizmerve.ercan@hotmail.com

YAZARIN TÜM YAZILARI

YALAN VE ÇOCUK

 

  Yalan söylemek başkalarını yanıltmak amacıyla yapılan bir hatayı gizlemek ve gerçeğe uygun olmayan bir söylemde bulunmaktır. Toplumumuzda yalanlar kategorilere ayrılmaktadır. Beyaz yalan olarak tabir ettiğimiz yalanlar söylenmesi daha makul olan ifadelerden oluşmaktadır. Gerçek yalan olarak tabir edilen yalanlar ise toplum tarafından kabul edilemeyen söylemlerden oluşmaktadır.

Peki, çocuklar yalan söyler mi?

   Her ebeveyn çocuklarının her daim doğruyu söyleyen bir birey olmasını ister. Oysa 3 yaşındaki bir çocuğunun inanılmayacak hikayeler uydurması ve taklit oyunlarından hoşlanması son derece doğaldır. Hikaye uydurmak ve taklit yapmak yalan söylemek değildir. Çocukların soyut kavram becerisi 7 yaşından itibaren gelişmektedir. Dolayısıyla 7 yaşından önce çocukların söyledikleri gerçekdışı söylemler yalan değildir. Hayal gücü güçlü olan, öğrenmeye hevesli her çocuk zaman zaman doğru olmayan söylemlerde bulunabilmektedir. Ebeveyn olarak bunları engelleyecek hiçbir girişimde bulunmamak gerekir.

   Kasıtlı olarak gerçeğe sadık kalmama da 7 yaş öncesi bir çocukta görülebilen doğal bir durumdur. Çocuğun bilinçli bir şekilde oluşturduğu gerçekdışı söylemlerin amaçlarından bazıları şunlardır;

  • Çocuğun birilerini yanılttığı zaman ki şaşırma duygusu ve bu durum ile eğlenme isteği,
  • Anne ve babanın dikkatini üzerine çekme,
  • Anne ve babanın ilgi ve sevgisine ihtiyaç duyma,
  • Övünme ve takdir edilme arzusu,
  • Cezalandırılma korkusu,
  • Benliği koruma içgüdüsü.

   Yaşamın ilk 6 yılında çocuğun yalan söylemesi konusunda endişe etmeye gerek yoktur. Gerçeğe sadık kalma bilinci çocukta yaş arttıkça oluşacaktır. Bu yüzden çocuğun gerçeği söylemesi konusunda baskı yapmak ve çocuğa yalan söylediğini kanıtlamak gibi girişimlerde bulunulmamalıdır. Ebeveyn olarak çocuğun o an neden doğruyu söylemediğinin altında yatan motivasyonu tespit etmeli ona yönelik müdahale etmelidir. Sert cezalar ve suçlamalar çocuğun benliğine yapılan doğrudan bir tehdit oluşturduğu için çocuğun gerçeği söylememesine yol açacaktır.

   Anne ve babalarını rol model alan çocuklar yalan söylemeyi ebeveynlerinin davranışlarından da öğrenebilirler. “Dün akşam gezmeye gittiğimizi babaannenlere söyleme”, “ babanın evde olduğunu amcanlara çaktırma”, “ bunu yaptığımı babana söylemeyeceksin”  gibi tembihlemeler çocuğa yalan söylemeyi öğretir. Anne ve baba arasındaki tutarsız davranışlar da çocuğun gerçeği söylemekten kaçınmasına sebep olur. Anne ve baba arasındaki tutarsız tutum sonucu çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğu kararına varamaz. Ebeveynlerin çocuklarına verdikleri sözler de mutlaka tutulmalıdır. Aksi takdirde verdiğiniz sözü çocuk asla unutmayacaktır ve yalan söylemenin dinamiğini kavrayacaktır.

   Yalan bazen açık bir şekilde ifade edilmeden de söylenebilir. Örneğin çocuğu ile oynamayı yorgun olduğu için bahane edip reddeden annenin, çocuğun ödevlerini yapıp yapmadığını sorduğunda çocuk sırf oyun oynamak için “ödevlerimi yaptım” cevabını alması kaçınılmaz olacaktır. Çocuk artık her durumda isteğine uygun cevaplar verecek ve bundan dolayı da suçluluk duymayacaktır.