Avrupa Parlamentosunun (AP) 26 Mayıs'ta yapılacak seçimlerinde, parlamentoya 96 milletvekili gönderecek Almanya’da 41 parti ve inisiyatiften toplam bin 380 aday yarışacak.
Ülke genelinde, pazar günü yapılacak AP seçimleri için toplam 64,7 milyon seçmen oy kullanma hakkına sahip. Bunların 3,9 milyonu AB’ye üye diğer ülkelerin vatandaşlarından oluşuyor.
Seçimlerde partiler Türk kökenli adaylara da listelerinde yer verdi. Sosyal Demokrat Partiden (SPD) 10. sırada aday gösterilen ve son iki dönemdir AP üyesi olan İsmail Ertuğ’un yanı sıra Sol Partiden 2. sıra adayı Özlem Alev Demirel ve Özgür Seçmenlerden (Freie Waehler) 2. sıra adayı Engin Eroğlu’nun seçilme şansı yüksek görülüyor.
Yönetiminde Türklerin olduğu Yenilik ve Adalet Birliği (BIG) partisi de çok sayıda Türk ve göçmen adayla seçime katılmasıyla dikkati çekiyor.
Seçim barajının uygulanmadığı Almanya’da küçük partilerin de belirli sayıda oy almaları durumunda AP’ye temsilci gönderme şansı bulunuyor.
SPD adayı İsmail Ertuğ ve BIG partisi adayı İsmet Mısırlıoğlu, Avrupa'da aşırı sağ partilerin oy oranlarını artırmalarına ve gelecek dönemde hangi konulara ağırlık vereceklerine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Ertuğ, AP'de 10 yıldır ulaştırma komisyonunda görev aldığını ve sosyalist grubun koordinatörlüğünü üstlendiğini anımsatarak, seçilmesi durumunda gelecek 5 yıllık dönemde sanayi, çevre ve ulaşım gibi konulara daha fazla odaklanacağını söyledi.
Avrupa'da aşırı sağ partilerin yükselişine dikkati çeken Ertuğ, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yaşayan ve bu ülkelerin vatandaşları olan Türk kökenlilerin seçimlere ilgi göstermemelerinden yakındı.
"Anketlerde aşırı sağcı partilerin oylarını artırdığı görülüyor. Göçmen kökenli bir aday olarak bu sizi endişelendiriyor mu? sorusuna Ertuğ, ''Göçmen kökenli olmamdan ziyade bu durum beni insan olarak korkutuyor." yanıtını verdi.
Avrupa'da yaşayan ve seçme hakkı bulunan Türk kökenlilerin AP seçimlerine ilgi göstermemelerinin kendisini daha fazla endişelendirdiğini ifade eden Ertuğ, "Senin burada yaşamını istemeyen bir kitle var AB'de. Bu hep vardı ama seçime gitmiyordu veya diğer demokratik partiler tarafından absorbe ediliyordu. Bu adamlar güçlendikçe güçleniyor ve adamlar cuma namazına kadar, insanların başörtüsüyle uğraşacak kadar hadsizleşiyor. Sen bunu Türk televizyonuna 24 saat bakmandan dolayı dünyaya gözünü açıp bakmıyorsun. Çoluğun çocuğun geleceğini fark etmiyoruz." ifadelerini kullandı.
Aşırı sağcı bir partinin iktidar ortağı olduğu Avusturya'ya da değinen Ertuğ, şunları kaydetti:
''Demokratik olarak onlara hiçbir şekilde kolaylık göstermemek gerekir. Yaklaşmamak gerekir çünkü yaklaşanlar yanıyor. Avusturya’da gördüğümüz gibi. Muhafazakar partiler hataya düşebiliyor, onları yumuşatırım diye ancak yanılgıya düşebiliyorlar. Avusturya’nın muhafazakar partisi, Müslüman, Yahudi ve AB düşmanı partiyi iktidar ortağı yaptı. İktidar ortağının yapmadığı bir halt kalmadı. Avusturya’da bunu gördük 500 gün içinde. En sonunda gizli şekilde çekilen bir videoda bu insanların maskeleri düştü. Bu tür partilerle ne olursa olsun iktidara girmemek gerekir. Bunlara her konuda açıktan insanlar önünde, ne yaptıklarını, ne söylediklerini ve ne düşündüklerini söylemek gerekir. Sosyal politikalara önem verilmesi gerekir. Açık bir şekilde demokratik imkanlarla bu tür partilere karşı durmak gerekir."
İsmail Ertuğ, son yıllarda AB'nin bazı insanlar tarafından sorgulandığına ve "AB olmasa da olur mu?" gibi düşüncelere kapıldığına dikkati çekerek, bunda popülist partilerin yaptığı dezenformasyonların da etkisi olduğunu kaydetti.
AB'de reform yapılması gerektiğini vurgulayan Ertuğ, ''AP olarak mültecilerin ülkelere dağıtılmasıyla ilgili karar vermiştik ancak bizim orada karar almamız önemli değil çünkü bu konu AB ülkelerine özel yetki veriliyor. Karar çıkaracak organ AB Konseyi. Bunu insanlar anlamakta zorluk çekiyor. Avrupa Parlamentosuna destek verilmesi gerekiyor." dedi.
Önemli konuların üye ülkelerin hükümet ve devlet başkanlarının bulunduğu AB Konseyinde ele alındığına ve burada oy birliğiyle kararlar verildiğine işaret eden Ertuğ, "AB’nin çözemediği sorunlar nelerdir; mülteci sorunu, vergi adaleti sorunu, enerji sorunu, iklim politikaları. Bunların hepsi üye ülkelerin elinde bulundurduğu sorunlar. AB kurumlarının kesinlikle reform sürecine girmesi gerekir. Konseyde oy birliğiyle karar alınması kesinlikle değiştirilmesi gerekir. Kararlar çoğunluk esasına göre alınması lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa'nın ekonomik ve eğitim alanında en güçlü kıta olduğunu belirten Ertuğ, dünyanın en refah bölgesi olan AB'nin kendi sorunlarını çözememesi durumunda, dünyanın hiçbir yerinde sorunlara çözüm bulamayacağının altını çizdi.
Ertuğ, AB'nin kendi içindeki sorunları çözüp bütün dünyanın sorunlarına yönelmesi gerektiğini de söyledi.
Brexit'i de değerlendiren Ertuğ, ''Aşırı popülist güçlerin başarılı olmasının hangi neticeler getireceğini, nelere mal olduğunu görüyoruz. Brexit oylamasından sonra İngiliz sterlini yüzde 25 değer kaybetti ve Londra'daki gayrimenkullerin değeri yüzde 30 düştü. Brexit'in insanların gözünü açması lazım ancak ben Brexit’in olacağı kanaatinde değilim çünkü AB seçimlerine katılacak partiler. Ancak Başbakan Theresa May çoğunluk bulamıyor. İşçi Partisi ile de anlaşamadıklarını duyurdu. Dolayısıyla bir çoğunluk bulunamadığı sürece ikinci bir referandum olacağı kanaatindeyim. Orada ne olacağı belli olmaz." ifadelerini kullandı.
Yenilik ve Adalet Birliği Partisi (BIG) adayı İsmet Mısırlıoğlu da Avrupa çapında bir ilke imza attıklarını belirterek, AP seçimleri için büyük çoğunluğu göçmenlerden oluşan bir liste oluşturduklarını söyledi.
Mısırlıoğlu, AP seçimlerinde 13 farklı etnikten 25'i Türk kökenli olmak üzere toplam 38 adaylarının bulunduğunu ifade etti.
Almanya’daki siyasi partilerde göçmen ve Müslümanları temsil etmenin mümkün olmadığını savunan Mısırlıoğlu, "Oy hakkı olan göçmen ve Müslümanlara sandığa gitmeleri yönünde çağrılar yapıyoruz. Almanya’nın tek göçmen partisi olarak yüzde 0,5’e tekabül eden 150 bin oy almamız halinde Avrupa Parlamentosuna temsilci gönderebiliriz. Yeter ki göçmen ve Müslümanların sandığa gitmelerini sağlayalım." diye konuştu.
Eyalet parlamentolarına seçilen Türkiye kökenli milletvekillerinin hiçbirinin muhafazakar kesimi temsil etmediğini ileri süren Mısırlıoğlu, şöyle devam etti:
"Oy potansiyelimiz, bizi Almanya’nın sekizinci büyük partisi yapabilir. Sahipsizlik ve aidiyetsizlik en büyük sorun. Dördüncü kuşak bile kendini bu ülkeye ait hissetmiyorsa, bu yalnızca Türklerin sorunu olamaz. Büyüyen bir kitleyiz. 25 yerel, 8 eyalet seçimi ve 1 federal seçimde tecrübe edindik. BIG Partisi en geç 10-15 yıl sonra hak ettiği yeri alacaktır. 6 milyon Müslüman’ın oluşumu, kültür derneği konumunda ancak sorunların meclislerde dillendirilmesi sonucunda baskı unsuru oluşturulabilir. Bunu da bizler yapacağız."
İsmet Mısırlıoğlu, Avrupa'da yükselen ırkçılığa en iyi yanıtın BIG Partisi olduğunu vurgulayarak, Avrupa'nın tüm renklerini barındıran tek parti, popülizmden ve oy avcılığı için aşırı uçlardan uzak duran bir hareket olduklarını dile getirdi.
Değişen dünyada dengeler yeniden kurulurken ülkelerin savunma...
