29.09.2021
Bir ülkede meydana gelen tüm iyi veya kötü olay, durum ve neticelerin sorumluluğu o ülkeyi yöneten güce aittir.
Toplumun ona sunduğu dokunulmazlık, saltanat, makam, mevki, saray, uçak, araç v.b. hep bu sorumluluğu düzgün yerine getirebilsin diye verilmiştir. İktidarın dışında kalan; medya, dış güçler, bürokratlar, memurlar, işçiler, öğrenciler ve muhalefet gibi diğer unsurlar meydana gelen iyi olaylardan sorumlu olamayacakları gibi, kötü olaylardan da sorumlu olamaz ve sorumlu tutulamaz.
Demokrasilerde egemenlik kayıtsız şartsız milletin, sorumluluk ise yönetimindir.
01.09.2021
Evet, ABD 20 yıl sonra Afganistan’dan çekildi, ama savaşı kaybetti mi, yenildi mi, bu tartışılır.
ABD’nin Afganistan’dan çıkışını büyük bir yenilgi olarak düşünen çok kişi var. Uluslararası ilişkiler duayenlerinin bir çoğu, ABD’nin Afganistan savaşını sonlandırması ve bu ülkeden ayrılmasını, “kaçış”, “mağlubiyet”, “hezimet” gibi sıfatlarla tanımlarken, bu geri çekilmenin öyle gözüktüğü gibi olmadığını düşünenlerden olduğumu başta söyleyeyim.
28.08.2021
Geçen yıldan bu yana değişen sadece 40’ken 41’ olmak. Askeri liseler açılana, misyonlarını yerine getirene dek, her yıl aynı yazımı paylaşmaya devam edeceğim.
“Tam 41 yıl olmuş.
1980 Ağustos’unun 28’i.
Üniversiteler, öğretmenler, polisler ve hatta askerler siyasal manada bölünmüş durumda.
Tüm liselerde kargaşa had safhada. Ortaokullara bile siyaset girmiş, kavgasız, gürültüsüz, çatışmasız, bomba, silah sesi duyulmayan, hiç bir günün geçmediği, huzur ve güvenliğe özlem duyulan günler.
27.08.2021
Geçen sene yazmışım, baktım ki değişen bir şey yok, bir daha hatırlatayım dedim.
“Bundan neredeyse 1000 yıl önce Anadolu’ya Malazgirt savaşıyla merhaba dememizi, büyük törenlerle kutladık.
Kutlayalım elbet.
Kurtuluş savaşı ve cumhuriyetin kurulması öncesinde kazanılan zaferleri ve yapılan tüm fetihleri de kutlayalım.
14.08.2021
Evet, şu şapkayı önümüze koyup, iyiden iyiye düşünme, tartma ve analiz yapma zamanımız gelmedi mi acaba?
Canım ülkemin kuzeyi, güneyi, doğusu, batısı kaza, bela, yangın, sel, göçmen sorunu, kavga, kargaşa her türlü musibete muhatap oluyorsa, ne oluyor da bunlar oluyor diye kendimize sormamızın, durumu sorgulamamızın zamanı gelmedi mi hala?
03.08.2021
İtibardan tasarruf edilmez dedik, itibarı mal, mülk, uçak, araba, yol, köprü sandık; sonuçta fena yandık.
Uzaya gidiyoruz, aya yol yapıyoruz, uçuyoruz sandık, ormanlarımızı bile kurtaramadık; sonuçta fena yandık.
Denizleri, gölleri, ırmakları kirlettik, ağaçları katlettik, hayvanlara eziyet ettik, tabiata ihanet ettik, her şeyi rant sandık; sonuçta fena yandık.
Ekonomimiz uçuyor, Almanya bizi kıskanıyor sandık; enflasyonu yaz aylarında bile durduramadık; sonuçta fena yandık.
30.07.2021
Şu son bir kaç gündür Türkiye’nin ciğerleri ormanlarında çıkan yangınlar ve kayıp giden canlar, insanlar, hayvanlar, bitkiler bağrımızı yakıyor.
Yaşananlara üzülmemek elde değil.
Sahip çıkamadıklarımıza ormanlarımızı da ekledik maalesef.
Kadınlarımıza, çocuklarımıza sahip çıkamıyoruz, cinayetler, cinnet geçirenler almış başını gidiyor.
Hala gencecik insanlarımız, bu vatan için toprağa düşüyor, Suriye ve Irak’ta kırılıyor fidanlarımız.
24.07.2021
İstanbul, Fatih Sultan Mehmet tarafından 29 Mayıs 1453’te fethedildi. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında imzalanan Mondros Mütarekesi ile Birinci Dünya Savaşı'nın bu ülkeler arasında sona erdiğinin ilan edilmesinin ardından, İstanbul bu defa işgal edildi.
İşgal, önce 13 Kasım 1918’de, sonra da, 16 Mart 1920'de olmak üzere iki kez gerçekleşti.
Bugün milletçe 98’inci yılını kutladığımız, 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması sonrasında, 23 Ağustos 1923'ten itibaren, İtilaf kuvvetleri İstanbul'dan ayrılmaya başladı.
20.07.2021
Bundan tam 47 yıl önce, rahmetli Ecevit’in, “Biz Kıbrıs’a sadece Türkler için değil, Rumlar için de barış getirmeye gidiyoruz.” demeci, hem Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesinin bir gereği, hem de soydaşlarımızın haklarının, canlarının ve mallarının korunacağının bir göstergesiydi.
19.07.2021
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 19 Temmuz 2021’de KKTC meclisinde yapmış olduğu konuşma, siyasi içeriği, Kıbrıs davasının özetinin anlatılması ve bu davanın geldiği yeni politik noktanın bir kez daha açıklanması açısından özel ve önemli bir konuşma olarak Kıbrıs tarihindekini yerini alacaktır.