Startseite

berlinturkbanner

berlinturkbanner

SEMİR BOLAT

SEMİR BOLAT  |  BERLIN

semir_bolat@hotmail.com

YAZARIN TÜM YAZILARI

BİR GÜN AKDENİZ OLUR

BİR GÜN AKDENİZ OLUR: 1, HADİ ÜZÜLME

KARA’RAN DENİZ

Akdeniz aslında Mersin’dir.

Mersin aslında İçel’dir.

El demek yabancı demektir. Yurt demektir.

(El kapısı derler mesela)

İç demek te, Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil. “(zıt anlamlısı: dış)”  (Avuç İçi, Avuç Dışı, gibi mesela)

İçel alanımız içinde bulunan yabancı olarak ta anlaşılır.

Mersin de öğle değil mi?

Yepyeni bir şehir.  1886 Yılından sonra kurulan ‘sancak ile resmiyet kazanan’ ilden küçük, kazadan büyük, olan Mersin; dışardan gelen yabancıların, daha sonrada, yakın yerlerden gelen yerlilerden, oluşan bir İç-El şehridir.

(Avuç içinde yer alanların yerli ve yabancı yurdu)

(Avuç dışında olmayanlar)

Bu şehir şu an Akdeniz ilçesi sınırları arasında yer alan Uray Caddesi, Cami şerif Mahallesi, Frenk Mahallesi, Bahçe Mahallesi, Kiremithane Mahallesi, Yeni Mahalle ve çevresi olarak bilinen ilk yerleşim yerleridir. Bu alandan büyüyerek günümüzün Anakenti haline gelen bugünkü Mersin Büyükşehir’in ilk merkezi içeside Akdeniz’dir.

 

(Çok zengin farklı kültürlerin ve bir arada yıllardır yaşayan el olmaktan çıkan hem şehri olanların İÇEL şehri Mersin.)

Bu sebepten dolayı Akdeniz eski ilimizdir. Şu anda da, ilimizin en önemli merkez ilçelerinden biri, yerleşim merkezidir. Bu kadar önemli bir ilçenin şu anki durumu inceli yelim.

Bütün imkânlarına rağmen imkânsızlıklar içinde bir varoş şehrini andırıyor.

*Türkiye’nin en büyük limanı bu ilçenin sınırları içinde yer alıyor.

*İlin en büyük sanayi kuruluşları bu ilçenin sınırları içinde yer alıyor.

*İlin en önemli toprak ve tarım alanları bu ilçenin sınırları arasında yer alıyor.

*İlin Dünya ile irtibatını sağlayan ürünlerin üretilmesi, depolanması, ambalajlanması, işlenmesi ve dağıtılmasının lojistik merkezi bu ilçede yer almaktadır.

*İlin Demir, Deniz, Kara ulaşımı koordinasyon merkezidir. Tarsus’tan sonra havalimanına en yakın yerdir.

*Sanayi, hal, organize sanayi, Balık üretim ve soğuk hava depoları, Gümrük ve kalite kontrol laboratuvarları, Bakliyat başta olmak üzere stratejik ürünlerinde merkezi bu ilçe sınırları içindedir.

*Serbest Bölge ve uluslararası ticaretin merkezi bu ilçeden yürütülmektedir.

*Mersin Ticaret Borsası, MTSO, ESOB, DENİZ ODASI, MBŞB, HÜKÜMET KONAĞI, MALİYE SARAYI, ADALET SARAYI, GARNİZON, MERSİN BAROSU, ORMAN İŞLETMESİ Ve birçok müdürlük resmi kurum burada yer almaktadır.

*Atatürk Parkı, Karaduvar ile Çamlıbel Marinası ve Kültür Müdürlüğüne bağlı merkezler bu ilçenin sınırları içerisindedir.

*Stratejik konumu ile tüm Akdeniz Uluslararası sahilinin stratejik gözlem ve yürürlüğe konulacak resmi işlemlerin merkezidir.

Aslında çok önemli olan bu alanların listesini çoğaltmak mümkün.  Ama bu kadarı bile Akdeniz ilçesinin ne kadar önemli olduğunu anlamak için yeterlidir.

Fakat son zamanlarda bunun önemini bir  ‘nimet’ olarak görmeyen bir yerel idare var.

Seçimden önce partiler üstü bir söylemle yukarıda aktardıklarımızın hepsini sıralayan Mustafa Muhammet Gültak, ‘ilçenin ne kadar önemli avantajları olduğunu’ bunlarla anlatmaya çalışmıştır.

 

Bu kadar avantaja rağmen, ilçenin gelişmemiş olmamasının nedeni olarak ta, ‘ilçe belediyesinin beceriksizliğine ve iş bilmezliğine’ bağlamıştır.

Bence de doğru olabilir.

‘İlçe Belediye Seçimlerini Kazanması Halinde, yerelden idare yöntemi ve katılımcı belediyecilik anlayışıyla, Akdeniz Belediyesinin liyakatli, adil kadrolarla, partiler üstü hizmet anlayışı ile bir çığır’ açacaklarını belirtmiştir.

‘Yerelden idare etmenin ilçe halkına danışılarak ve onlarla beraber yokluğa, ‘yoksulluğa’ ve ‘yolsuzluğa’  karşı mücadelenin şeffaf, görüle bilinir, denetlene bilinir bir anlayışla israfın önüne geçen her kuruş verginin yerinde kullanılacağının’ sözünü de vermiştir.

‘Mahalleler arası ayrım yapmadan aradaki dengesizlikleri ve hizmetlerle aradaki farkın giderileceğini’ de unutmamışlardır.

‘Kaynakların dezavantajlılar yararına kullanacaklarını’ ifade etmişlerdir.

‘Spor, sanat, sağlık, kültür, eğitim ve sosyal yaşama gereken hizmetlerinde yapılacağını’ belirtmişlerdir.

Ve en önemlisi:

‘Sahip oldukları Siyasi güçle, merkezi hükümetin desteğini, sadece kendi ilçeleri için değil, tüm Mersin ilçelerinin hizmetlerine yol açacak iktidar gücünün desteğini alarak ve “dünya lideri” olan Genel Başkanları ve onun “Bakan abilerinin” de yardımıyla hizmette bir çığır açacaklarını’ belirtmişlerdi.

Hayran olmuş ve takdir etmiştim.

Evet, zaman çabuk geçiyor seçimden önce söylenen laftır.

Seçimi Kazanmak mümkün olunca.  Kazandıktan sonra, söylenenin:

Laf mı? Laf-ı güzaf mı?

Olduğu şimdi anlaşılıyor.

“Bütün bütçeyi harcayarak” ve ek bütçe ile borçlanma telaşından sonra izlenen yollar ve bundan sonra yapılacak onlar gerçekten çok merak uyandırıyor.

“’Mustafa Muhammet Gültak ile bir şehir efsanesi daha sona eriyor.”’

Önümüzde ki yazılarla ilginç gelişmeleri yazmaya devam edeceğiz.

Kalın Sağlıcakla.