Hem de ne hiç…
Yıllardır ağzına bal çalınan bebek gibi oyaladılar. Tüm Türkiye’nin kalbi olan Mersin Limanını daha cazip hale getirecekleri yerde. Yeni konteyner limanının Adana Yumurtalığa alınması gündeme geldi. Hem de ÇED raporu için çağrı yapılarak.
Bu şehrin milletvekilleri var. STK’ları var, hükümetin siyasi ve idari kurumları var…
Hiç birinden bu konuda kararlı bir duruş olmadığı için, çok önemli bir yatırım programı da başka bir alana taşınmış oluyor.
Zaten bu şehrin milletvekilleri kendi siyasi emelleri için nerede bir kargaşa, bir temaşa, bir şov varsa oradalar.
Kimisi ben esnafım bana seçimlerde yine destek olun diye fiyaka atar, kimisi sesini gür çıkararak baskın gelme heveslisi, kimisi gelecek seçimlerde belediye başkanı olma gayretlisi, kimisi de ithal olduğu için özgürlük şehri Mersin’i kötülemek için ekran ve meclis kürsüsünde çamur siyaset gediklisi…
Al birini vur ötekine.
Hacı Özkan düğünlerde bile siyasi propaganda yapmaya çalışıyor. O konuştukça vatandaşlar hayretle onu seyrediyor. Şehrin sorunları ise, sadece Seçer’ in sırtına yüklenmiş gibi. Altyapı için iller bankası aracılığıyla verilmesi gereken hibeler bile geciktiriliyor. Allah kurtarsın ne diyelim!
Tüm siyasi parti temsilcileri aynı davulu çalıyor.
Mecliste, protokolde kol kola, sahnede yırtıcı şahinler, kürsü de susmayan bülbül gibiler!
Yıllardır Mersin’in marka değerini anlatır dururuz. “Marka Kent” olsun diye didinen iyi niyetli birkaç STK temsilcileri de boynu bükük ve suskun…
Hele bir milletvekili var ki, işi gücü yok Büyükşehir’le yatıp kalkıyor. “Yok, terör varmış, beka sorunuymuş” yok Büyükşehir’e kayyum atanmalıymış gibi, çocukların bile kullanmakta itina edebilecekleri şeyleri ileri sürüyor!
Sanki devletin, istihbaratı, MİT’i, emniyet güçleri görevlerini ihmal ediyorlarmış gibi bir algı yaratmaya çalışılıyor. Çok kan kaybetse de, bu ülkede hâkimler var, savcılar var, emniyet güçleri var. Çok dile getirdikleri Büyükşehir personeli diye gözaltına alınanlar da serbest bırakıldı.
Gereğinden fazla bu işler siyasiler tarafından şov olarak kullanılıyor. Bırakın ilgili yetkililer kendi alanlarına giren konuları kendileri soruştursunlar.
Siz Mersin’in temel sorunlarıyla ilgilenin ki, halkta sizi dinlesin ve hak versin. Öyle bir kültür ve kapasite olmadığı görülüyor.
İşte Mersin için hayati önem taşıyan Liman konusu…
Siz işinizi gereği gibi yapmazsanız başkaları bu boşlukları doldurur. Siz polemiklerle işi geçiştirmeye çalışırsanız, başkaları da limanı alır.
Mersin yeni konteyner limanıyla, dünyanın hatırı sayılır liman kentleri arasına girebilecekti.
Kıskançlıklar, siyasi yetmezlikler, partiler arası gereksiz kavgalar bakın karşımıza neleri çıkarıyor.
Hepsi siyasi kavgaların yarattığı olumsuz sonuçlardır.
Özellikle Başkan Vahap Seçer’ in çalışkanlığı, sanki bunları çileden çıkarıyor.
Son seçimlerden sonra Mersin büyük bir değişim yaşıyor. Şehrin eli yüzü temizleniyor. Parklar, yollar iyileşiyor. Eşit hizmet her alanda hissediliyor.
Ayrıca devlet yatırımları olarak, Çukurova hava alanı, mersin Antalya karayolu bitirilmek üzere. Mersin için Yükselme, yenilenme, gelişme göstergeleri herkesin dikkatini çekerken, bir milletvekili de bu imajı yerle bir edecek söylemlerin dışına çıkamıyor. Sanki o kanaldan beslenme gibi bir alışkanlığı var.
STK’lar da bu Mersin’in imajını kötüleyen açıklamalar karşısında sus pus oluyor.
Sonra da şikâyet ediliyor. Bu liman niye Yumurtalığa alındı diye.
Siz bu tür vekillerin asli görevlerini bırakıp başka alanlarla ilgilenmelerine ses çıkarmazsanız, birileri de el altından kendi şehrinin öne çıkması için canla başla kulis yapar ve başarılı da olurlar.
Şimdi sorumluluk mevkiinde olup ilgisiz kalanlar, zil takıp oynayabilirler!
Onlar Meleklerin cinsiyetini tartışadursunlar, olan Mersin ve Mersinlilerin geleceğine oluyor.
Kalın Sağlıcakla.
