Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

SEMİR BOLAT

SEMİR BOLAT  |  BERLIN

semir_bolat@hotmail.com

YAZARIN TÜM YAZILARI

GLOSEP: FİKİR, OLUŞUM, DÖNÜŞÜM VIII

GLOSEP: FİKİR, OLUŞUM, DÖNÜŞÜM VIII

KAPİTALİST TOPLUM VI

ŞOVENİZM

Kapitalist toplumun öncüleri feodalizmin bağrında doğmuştur.

Aile, akraba, soy, aşiret, bölge, beylik, krallık gibi toprağa bağımlı olan parçalı ve yerel anlamda ki yapının değişimine milliyetçilik söylemiyle, feodalizmin soya bağımlı yapısından daha geniş katılımlı ulusal veya halk yönetimini oturtmaya uygun bir düşünceyle öncülük yaptı. Bu öncülük; ulus birliği, iç pazar, sanayi gelişimini tamamlayıncaya kadar ki yapısıyla feodalizmi tasfiye ederek önemli bir amaç üstlendi.

Vatandaşlık ve yurttaşlık bilincini vererek ve devlet yapısının sosyal, laik, hukuk ve demokratik düzen ile yürütülmesinin başlayan ve devam eden dönemi çok önemliydi. Ulusal pazarın tekelci ulusal sermayenin eline geçmesi ve uluslar arası aşamaya ulaşmasıyla birlikte başka bir amaca yönelik bir yola girildi

Ulusal pazarı tamamlayıncaya kadar olan ilerici yapısından uluslar arası yapıyla birlikte kendi milleti ve halkı ile sınıf ve tabakaları için söylediklerini değiştirdi.

 Diğer halklara karşı uğruna söylem geliştirdiği halkı veya milleti ile birlikte geliştirdiğini, diğer topraklarda yaşayan milletler ve halklar için halkını ve milletini düşünmeden, bağnazcılık şiddet kullanan ve gerektiğinde katliamlar düzenleyen yapıya uygun davranışlar gösterdi.

Devletini ve milletini buna uygun davranmak için kültür ve yönetim biçimini eğitim ve güvenlik sistemini de kullanarak destek almaya destek alamadığı zamanda ülkesi sınırları içinde bunları etkisiz hale getirmeye başladı.

Milliyetçilik adına ülkesi adına bunları yaptığını savunarak meşruluk kazandıran uygulamalara girdi.

Bu ekonomik yapının kapitalizm içinde ki adına EMPERYALİZM demiştik.

Sosyal davranış yapısı da ŞOVENİZMDİR artık.

Emperyalizm önce yakın ülkeleri, daha sonra ulaşabileceği kıtalarda ki feodal ve geri kalmış ülkeleri kendine bağımlı hale getirdi.

Karşı çıkan ülkelere savaşlar açtı.

Sanayi geliştikçe araçlar, silahlar, vasıtalar, yaşamın her alanında elde edilen gelişmelerden dolayı hem yeni ülkelere ulaştı hem de ulaştığı ülkelere; kullandığı araçları deneyerek, satarak ve kullanarak elde etiği birçok kazanımı uygulamaya soktu.

Bunları da caydıran, korkutan, bağımlı hale getiren, talep yaratan ve yaratığı taleplerin ilerde kendisine karşı, ‘kullanılacağı’ ticari ilişkilerle zenginleşiyordu.

İşbirlikçi yönetimler kurarak veya bazı ülkelerin idare sisteminde olduğu gibi genel valiler atayarak dünyayı paylaşmaya başlayan emperyalizm kendi hâkimiyeti ile sömürgecilik dönemini de başlatmış oldu.

Kurulu düzende geleneksel yaşamı sürdürmek isteyen ve kendi toprakları ile yaşama biçimlerini ve ülkelerinin sistemini korumaya çalışanları ise ‘asi’ ilan ederek kendi topraklarında öldürttüler. Ortadan kaldırarak KÜLTÜR EMPERYALİZMİ ile ŞOVENİST YÖNTEM için‘barbar’,‘yamyam’, ‘vahşi’ yakıştırmaları hayata geçirerek yerliler için uydurma ve insanlık dışı tezleri ve dikta hükümranlıklarını sürdürdüler.

Metalin işlenmesi, ulaşım araçlarının gelişmesi, silah ve savunma amaçlı alet ve edevatların da gücü ile yiyecek, gıda, sağlık, tarım ve eğitim alanında ki gelişmeler, toprak ve yer altı madenlerin ortaya çıkarılması ve işlenmesiyle birlikte Emperyalizm bir taraftan paralar kazanarak daha çok zenginleşiyordu.

‘Daha da çok kazanmak için bağımlı hale getirdiği bu sömürgelere bu teknolojiyi de taşıyarak orada da, aydın ve düşünen bir tabakanın yetişmesinin de kaçınılmaz sonucunu beraberinde getirecekti’.

Bu zenginliğin ve silahlı gücün sağladığı avantajlarla yerli halkın içerisinde ki uygun olanları seçerek bu zenginliğin bir kısmından yararlanmaları sağlanıyordu.

Emperyalistlerin işbirlikçisi konumuna geliyorlardı.

Uzun süren çabalar yöntemler ve baskılar neticesinde artık o ülkelerin sosyal yapısında güçlü bir yönetim kuruluyordu.

Bu güç baskı ve yönetimin elde etiği avantajların emperyalizm hizmetinde olmak koşuluyla halkına karşı kullanılmasıyla da sağlanan bir yeni yapı olan SÖMÜRGECİ devlet yapısı oluşuyordu.

Emperyalizmin amaçları için Asya, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika Avustralya gibi kıtalarda da ilerleyen zamanlarda sömürgeler kuruluyordu.

Bu anakaralarda yıllarca sürecek Hindu, Siyah Afrikalı, Sarı Irka mensup Asyalı ve Amerika da Kızılderili ile Asya ve Afrika da Arap ve diğer ırklara mensup ülkelerin tahakküm altına alınması için katliamlar başlatılacak ve çıkan isyanlar için ordular kurularak düzenlerini sürdürecek bir;

KAPİTALİST TOPLUM içinde,

EMPERYALİST aşamada,

ŞOVENİST bir yöntemle,

SÖMÜRGE ülkeleri kurularak,

Yıllarca sömürü sistemleri içinde dışarıda bir yapıyı örerken,

Diğer taraftan kendi ülkelerinde ki durum başka boyutlarla devam ediyordu:

Artı değer sömürüsü, işçi sınıfının haklarının gasp edilmesi, çocukların çalıştırılması, elde edilen zenginliğin Tekelci uluslar arası burjuvazinin elinde yoğunlaşmasına rağmen, işsizliğin artığı, istihdamın azaldığı, cinsiyetçi, baskıcı ve sokakta yaşayan insanların mülteci ve göçlerden dolayı artmaya devam edecek olan sosyal değişimlere yol açıyordu.

Çevre talan ediliyor ormanlar kesiliyor sular kirletiliyordu.

Bu adil olmayan paylaşımların neticesinde çıkacak sorunların bastırılması ve dikkati başka yere çekmek ve pazar kazanımlarını diğer gelişmekte olan ülkelerle paylaşmak istememesi üzerine yeni savaş tehlikeleri ortaya çıkmaya başladı ve bu savaşlar artık:

DÜNYA SAVAŞLARI olarak anılacak boyutlara ulaşıyordu.

(Devam Edecek)