Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Sabriye Güler

Sabriye Güler  |  BERLIN

s.guler@berlinturk.de

YAZARIN TÜM YAZILARI

" ZİRLAMA B*K YİYEN BEN DE KIRK YILDİR YÜRÜYİRUM..."

 

 Güç olan, ölümden kaçınmak değil kötülükten kaçınmaktır; çünkü kötülük ölümden daha hızlı koşar.

Socrates

 

        Türkiye'nin en büyük derdi düşmanları ile başa çıkamamak değil; dost görünümlü düşmanları ile savaşmak... En büyük derdi bu.

 

    Düşmanların en büyüğü, düşmanlığını gizleyendir!

 

     2016 yılının bize en büyük iyiliği bu olmuştur. Bildiğimiz, ama görmezden geldiğimiz ne varsa onların kazıkları ile meşgul olduğumuzdur. Bir nevi arınmayı, yeniden doğuşu gerçekleştiriyor Türkiye. Büyük yüzleşmeyi başarıyoruz. İçindeki asalaklardan, evindeki böceklerden, içini kemiren kurtçuklardan temizlenme hareketini gerçekleştiriyor, metabolizmasını hızlandırıyor. Bu hızlanma sırasında da vücudu sinyal veriyor: "YORGUNUM AMA RAHATLIYORUM..."

 

 Şu an yaşadıklarımızın, kendi dünyamdaki sözcükler demetinden açıklaması şöyle...

 

 Dost saydığımız AB, yine dost saydığımız Almanya... Bu nasıl bir şeydir ya? Karşında koskocaman büyük bir devlet dururken sen gidiyorsun, Fetö, PKK ya da bilmem onların hangi uzantılarına kucak açıyorsun. Bize silah ambargosu tehdidinde bulunup teröristleri sarıp sarmalıyorsun. Onları korumayın dedikçe, ödül törenleri düzenleyip şeref konuğu muamelesi gösteriyorsun.

 

   Hadi hepsini geçtik; Almanya hukuku kendi hukukunu bile çiğneyerek onları serbest bırakıyor. Niye? Çünkü biz dost sandığımız Almanya'yı tapınılacak kadar değer verdik. Bu dostluk bize kazıkların en büyüğü olarak döndü!

 

   Aşağıdaki, fıkra gibi oldu bizim dostluğumuz Almanya ile komik ama bir o kadar da düşündürücü;

 

    Yolda yürürken Temel'e bir araba çarpar,

    Arabanın şoförü bağırır; " Suç sende ben yirmi yıllık sürücüyüm "

    Temel ise öfkeli bir şekilde cevap verir;

    Zirlama b*kyiyen ben de 40 yıldir yürüyirum!

 

      Almanya aynı Almanya... Türkiye ise bildiğin Türkiye... Acaba hiç kendine soruyor mu bunun sonu nereye gidecek diye? Böl, parçala, yırt, öldür, kazan... Böyle kazanç yerin dibine girsin!

 

    Zenginliğiniz, refahınız, havanız, gücünüz kudretiniz yerinde ama ya  kılıfına uydurup talan ettiğiniz ülkeler, o ülkenin acı içinde yaşamlarını sürdüren halkı, yersiz yurtsuz insanlar, tamam muazzam bedava sudan ucuz petrol kaynaklarına ulaştınız ama... İşte bu kendinize yarattığınız cennet için başkalarına yaşattığınız cehennem ateşi sönmek bilmiyor. Bu alev sizleri de saracak. Bunun böyle devam edeceğini mi sanıyorsunuz? Huzur bulamayacak, kendinizi güvende hissedemeyeceksiniz.

 

   Çünkü yaptığınız kötülükler er ya da geç size dönecek!

   Bundan kim kurtulmuş ki siz kurtulasınız?