GLOSEP: FİKİR, OLUŞUM, DÖNÜŞÜM II
II. EKONOMİ
İlk cümlemizde belirttiğimiz gibi insanların yaşama mücadelesinin temelini ekonomik çabalar oluşturur. Çünkü insanın ekonomik yapısı neyse yaşama biçimi odur. İnsanların yaşama başladığı dönemde ilkel toplum ve onun ekonomik yapısına uygun toplum yapısına da ilkel kominal toplum denir. Köleci Toplum, Feodal Toplum, Kapitalist Toplum, Sosyalist Toplum ve Sınıfsız Toplum diye bir sınıfsal mücadeleye dayalı ekonomik yapılar ve ona dayalı sınıfsal toplumların dönüşümlerine tanık olunmuş ve bu mücadelelerde devam edecektir.
İlkel toplumun doğaya ve doğada ki canlılara karşı varlığını sürdürme çabaları beraber olmayı ve üretim araçlarından yoksun olarak doğanın ona sunduğu ürünleri toplayarak ve doğada mevcut canlılara karşı ilkel alet ve edevatlarla avlanarak yaşamını kazanma dönemidir. Bu mevcut durum onun günübirlik ve sadece karnını doyuracak imkânlar sağladığı için bir başkasına vereceği ya da bir başkasından da alacağı bir şey yoktu. Ekonomik kaynağı doğa ve doğada yaşayan canlı ve bitkilerdi. Sosyal yapısı ortak yaşamak ve paylaşmaktır. Üretim araçları ortak alet ve edevatların ilkel halinden oluşuyordu. Alanda ulaştıkları ve yaşayabilecekleri uçsuz bucaksız bir dünyaydı. Ayakta kalarak ve doğaya karşı korunarak kazandığı deneyim ve tecrübelerle ilerde sahip olduğu ayakları üzerinde durmak ve elerini kullanabilmek kabiliyetinin avantajları onun düşünmeye de zaman ayırması ve üretim araçlarını da geliştirmesine yol açtı.
Üretim araçlarının gelişmesi ve onları kullanmaya başlaması bir taraftan yaşamını kolaylaştırırken diğer taraftan giyinme konuşma düşünme ve paylaşmanın yeni şartlarını üretmenin günlük ihtiyaç fazlasının birikmesine doğada bazı bitkilerin yetiştirilmesi ve hayvanların evcileştirilmesi ile kullanmasının da imkânlarını sağlayarak yeni bir toplum biçimi olan KÖLECİ TOPLUM biçimine geçilmesini sağladı. Köleci toplumda üretim araçlarına sahip olanların üretim fazlasını elinde bulundurması ve depolaması sonucu üretenlerin arasından bazılarını üretim dışında tutarak birikimleri koruması ve üretmeye devam edenlerin görevlerini sürdürmek ve üretenlerin bir kısmını üretim araçlarına sahip olanlarına vermek zorunda bırakmak için kullanılan ilk sınıflı toplum biçimine girilmiş oldu.
Burada üretim araçlarına sahip KÖLE BEYLERİ ve ona hizmet etmek zorunda kalan KÖLELER vardı. Kölelerin arasında seçilen savaşçı ve itaatkâr olan kölelerden seçilen güçlerde Köle Beylerine hizmet etmek koşuluyla Devlet Görevini yerini getiren ilk sistemde hayata geçmiş oldu. Belirlenen alanda çalışan, uygun görülen koşularda yaşayan ve kendine layık görülen imkânlar ve istenileni yapması ve emirlere kayıtsız uyması koşuluyla yaşamak zorunda olan bir ekonomik yapı ve toplumsal yaşama biçimine uygun devlet oluştu.
Bu devletin içinde sömürülen ve karın tokluğu karşılığında hayvanlar ve araçlarla aynı kefeye konulan ve her şeyi ile beyine bağlı olan kölelerin isyanları ve mücadelesi sonunda yıllarca süren sınıf mücadelesi tarihine rastlanır. Köle Beylerinin de kendi aralarında ki bazı sorunlar ve güç elde etme alan kazanma ve köle sayılarını artırmak istekleri vardı. Rakip Köle sahipleri aynı zamanda kölelerinde bu amaçlar için kullanılmasını beraberinde getirdi. Köleci toplum kendi içinde gelişen bu oluşumlarla kölelerin ve güç kazanmak isteyen köle beylerinin küçük hacimli olanlarının birleşmesi sonunda KÖLECİ TOPLUM yıkılarak FEODAL TOPLUMA girilmiş oldu.
Köle beylerinin bir kısmı ile Kölelerin birlikte KÖLECİ TOPLUM biçimini yıkarak bazı hakları elde etmiş toprağa bağımlı yaşamlarına karşılık bazı hakları elde eden köleler artık köylü olarak yeni toplum biçiminde çalışıyorlar evleniyorlar hayvanlardan ve araçlardan farklı bir yapıda yaşam sürüyorlardı. Ama yeni toplum biçiminde üretim araçları ve bu araçların kullanıldığı üretim alanları olan toprakların sahibine hizmet etmekten kurtulamadılar. Toprak sahipleri arasında ki savaş ve genişleme istekleri feodalizm yapının içinde ki savaşlar ve bu savaşları isteyen hâkim sınıflar köylülerin acımasızca çalıştırılmalarına neden oldu. Baskı altına alınmasını da yeni devlet ve hâkimiyet biçimi ile gökten elde edilen bir güçle ve ona tanrı diyerek kendileri de yeryüzünde ki temsilcisi yerine koyarak orta çağ karanlığının başlaması ve yıllarca sürmesine neden olan karanlık bir döneme girildi. Bu dönemin FEODAL TOPLUM yapısına uygun devlet biçimi görüldü. Çalıştıkları toprağın dışında hiçbir yere GİDEMEYEN bağlı olduğu Feodal beyin emrine itaat eden ve uygulayan bu yaşamın dayanılmaz skolâstik ve bağnaz yapısına karşı gelişen hareketler sonucu özgür düşünen ve feodalizme ve tanrıcı taassup olan kilise yönetimine karşı dünyevi haklar ve istekler dilendirerek kendini ifade eden BURJUVA SINIFI doğdu.
Feodal Toplumun yapısında doğarak köylülere öncülük yapan Rönesans reform hareketlerini geliştirerek yeni bir toplumun yapısını isteyen bir devrimle Fransa ihtilalı ve daha sonra diğer ülkelerde başlayan sanayi devrimi ile KAPİTALİST TOPLUMA girilmiş oldu.
(Devam Edecek)
Semir Bolat
