Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. Ersoy Önder

Dr. Ersoy Önder  |  BERLİN

ersoyonder@gau.edu.tr

YAZARIN TÜM YAZILARI

Günümüz siyasetinin uyguladığı ana stratejiler

Günümüz siyasetinin uyguladığı ana stratejileri; algı yönetimi (perception management), ötekileştirme, rakibi düşmanlaştırma ve yandaşlarını konsolide etme olarak sınıflandırabiliriz.

Geçmişte de benzer stratejiler, özellikle halkına yanlış bilgiler vererek iktidarını sağlamlaştırmaya çalışan otoriter rejimlerde, uygulanmıştı. Ancak, günümüzde bu stratejiler demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden ülkelerde dahi yoğun bir şekilde uygulanıyor.

Halkın teveccühü ile iktidara gelenler, iktidarda kalabilmek adına, halkının algılarını yönetmekten, onları ayrıştırmaktan, farklı görüşte olanları birbirlerine düşman etmekten ve içeride, dışarıda düşman yaratmaktan hiç
mi hiç çekinmiyorlar. 

Demokratik kültürün gelişimine zarar veren bu politik ivmelenmenin bariz yazılı örneklerinden biri, ABD başkanı Trump’ın, Aralık 2017’de yayınladığı, ABD’nin Milli Güvenlik Stratejisidir.

Toplam 55 sayfalık bu belge, tam da yukarıda bahse konu stratejileri fazlasıyla içermektedir. 

Bu stratejik belgeyi, bu yıl hem doktora, hem de son sınıf öğrencileriyle detaylı bir şekilde irdeleyeceğiz. Çok kısa özetleyecek olursak;
1. Trumpa göre ABD, çok tehlikeli bir dünyayla karşı karşıyadır. İki büyük düşman ülke, belgenin hemen hemen her bölümünde göze çarpıyor. Kuzey Kore ve İran. Bu iki ülke, ABD ve müttefikleri için tehdit olarak betimlenmiş. İran, dünyanın terörist sponsoru, Kuzey Kore ise, ABD’ye karşı kitle imha silahlarını kullanabilecek ülke olarak gösteriliyor. Trump, düşmanlaştırma stratejisiyle, hem güvenlik ve emniyet için yapılan harcamaları arttırabiliyor, hem de neden daha çok güvenlikçi politikalar uygulamak zorunda olduğunu halkına göstermiş oluyor. Düşman ülkeleri  belirleyerek, içeride ABD toplumunun, dışarıda ise müttefiklerinin bu ülkeleri düşman olarak algılamasını, iç ve dış kamuoyunda sağlamaya çalışıyor.
2. Milyonlarca Amerikalı’nın, gerek iki dünya savaşında, gerekse soğuk savaş döneminde, özgürlük mücadelesi verdiğini ve müttefikleriyle beraber faşizme, emperyalizme ve Sovyet komunizmine karşı mücadele ettiğinden bahisle, halkının hamasi duygularını okşuyor. Aslında istediği, önce Amerikalılar prensibinin, halkı tarafından da desteklenmesini sağlayacak bir alt yapı oluşturmak.
3. Çin ve Rusya, ABD’nin güvenlik ve zenginliğine zarar veren, problem yaratan rakip ülkeler olarak kategorize edilmiş ve her alanda rekabet içinde olunduğu vurgulanmış.
4. ABD’nin, 4 başlıkta diğer ülkelere göre avantajlı olduğunu yazmış Trump, ki onlar; siyasi, ekonomik, askeri ve teknolojik avantajlar. 
5. Ve bu liderliğin devamı için gerekenleri de yine, ABD halkını korumak, ABD’nin zenginliğini arttırmak, orduyu yeniden yapılandırarak barışı korumak ve ABD’nin daha zengin ve güvenlikli bir ülke olması için ABD’nin etkisini arttırmak olarak sıralamış.
6. Bush’un 11 Eylül saldırılarından sonra ortaya  koyduğu önleyici taarruz (preemptive attack) doktrinini Trump’ın strateji belgesinde de görüyoruz. “Potansiyel tehditleri, ABD’ye ulaşmadan önce uzak tutmalı ve imha etmeliyiz.” diyor.
7. Ortadoğu’daki en önemli sorunu, Filistin-İsrail meselesi olarak görüyor. Ancak, enterasan bir şekilde, bu sorunun taraflarından biri olan İsrail’i bölgedeki sorunların sebebi olarak görmüyor. Dolayısıyla, Ortadoğu sorunlarının iki kaynağı var ona göre. Filistinliler ve İran.
8. Suriye sivil savaşında, mültecilerin yurtlarına dönmeleri ve hayatlarının yeniden inşaası için çaba sarf edileceğinden bahsetmiş ve güvenliği geliştirmeye yardım eden ortaklarımızı ve yeni oluşumları destekleyeceğiz demiş. Ortaklar ve yeni oluşumlar tam olarak izah edilmemiş, ama kastının kimler olduğunu, günümüzde çok daha net anlayabiliyoruz.

Özellikle Suriye ve Ortadoğu’da bugün ve bugüne kadar yaşananları ve gelecekte yaşanabilecekleri anlayabilmek için, ABD dış politikasını, dolayısıyla bu yeni dönemi iyi analiz etmek lazım kanaatindeyim. 

Biz de, bu sene, ABD dış politikası dersi öğrencileriyle, tam da bunu yapmaya çalışacağız işte.

Dr Ersoy Önder