Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. A.Atilla Doğan

Dr. A.Atilla Doğan   |  BERLİN

aatilladogan@gmail.com

YAZARIN TÜM YAZILARI

OKUMAK ZORUNDASINIZ!

OKUMAK ZORUNDASINIZ!

Başlığa bakınca klişe olmuş kitap okuma tembelliğinden söz edileceğini sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Eğitim düzeyimizin yetersizliği nedeniyle lise, yüksekokul ya da daha üst seviyede öğretim görmemiz gerektiğinden bahsedileceğini bekliyorsanız yine yanılıyorsunuz. Okumak zorundasınız denildiğinde akla ilk olarak bunlar gelse de bu yazıda çok daha önemli bir eksikliğimizden söz etmek istiyorum.

1.            Alış veriş yaparken kaçımız son kullanma tarihini okuyoruz?

2.            Beyaz eşya aldığımızda kaçımız kullanma talimatını okuyoruz?

3.            Bir yere abone olurken kaçımız abone şartlarını okuduk?

4.            Seyahate giderken önümüze konulan anlaşmaları kaçımız okuyup imzalıyoruz?

5.            Çocuklarımızın, okulundan gönderilen açıklamaların hangisini sonuna kadar okuduk?

6.            Otomobil aldığımızda, verilen kataloğu kaçımız doğru dürüst okuduk?

7.            Sigorta firmalarınca gönderilen anlaşma ve açıklama yazılarını ne kadar okuyoruz?

8.            Ev kiralarken firmanın önümüze koyduğu sözleşmeyi doğru dürüst okuduk mu?

9.            Ev satın alırken bankanın hazırladığı anlaşmayı okuyor muyuz?

10.          Oturduğumuz sokağın adını doğru biliyor muyuz? Çevresinde hangi sokaklar ve caddeler var biliyor muyuz? Birine evimizi doğru dürüst tarif edebiliyor muyuz?

Bazı maddelere bakarak bu kadar da olur mu canım, örneğin ben şunu, şunu kesinlikle okuyorum diyenleriniz çıkacaktır. Ancak inanın çoğunluğumuzun bu konuda yetersiz olduğunu iddia edebilirim. Örneğin sağlığımızı doğrudan etkileyen, ilaçların yan etkilerini okuyan kaç kişi vardır! ‘’Doktor verdi ondan daha mı iyi bileceğim!’’ demeyin okuyun lütfen. Ben bile yukarıda yazılı on maddeden bir kısmında okuma tembeli olduğumu kabul edebilirim. Bu yetersizliğimizden dolayı birey olarak, toplum olarak sağlığımız başta olmak üzere çok şeyler yitirmekteyiz. Eğer bunun farkına varabilsek, mutlaka okumaya en önemlisi okuduğumuzu da anlamaya çalışabiliriz.

Biz neden böyleyiz? Neden okumuyoruz? sorularına  cevap arayan araştırmacılar, Türkiye’de 18-30 yaş arasında 1200 gence anket uygulamışlar. Gençlerin yüzde 11’i düzenli olarak kitap okuduğunu belirtmiş. Geride kalanlar ise kitap okumalarına engel olarak ise iş yoğunluğu, dersler, internet, arkadaş çevresi ve televizyonu neden göstermiş. Yine bu araştırmaya göre gençlerin yüzde 80’ninin evinde kitap koyacak yeri dahi yok. Bu araştırmayı gerçekleştirenler ilgililere seslenirken, "Türkiye’de kütüphaneler bilginin üretim, düzenleme ve yayımına yeterince katkı sağlayamıyor.’’ Demektedir. Kütüphaneler yetersiz olduğu için mi okumuyoruz, yoksa okumadığımız için mi kütüphaneler yetersiz kalıyor. Yoksa sözlü kültüre dayanan bir kökten geldiğimiz için mi, kitabı ve okumayı gereksiz görmemiz? Türkiye’de neysek, Almanya’da da oyuz! Oysa ki, Avrupa’nın göbeğinde daha eğitimli, daha bilinçli daha akılcı olmamız gerekmez mi? Avrupa’daki beş milyon Türk yüksek eğitim ve öğretim seviyesi, düşünen, merak eden ve sorgulayan duruşu ile Türkiye’ye ve onun etkisi altındaki çevre ülkelere örnek olamaz mı? Olur! Biraz gayret biraz çaba ve biraz toplumsal baskı ile Avrupalı Türkler herkese örnek olur! Bunun için OKUMAK ZORUNDAYIZ!