Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. A.Atilla Doğan

Dr. A.Atilla Doğan   |  BERLİN

aatilladogan@gmail.com

YAZARIN TÜM YAZILARI

GÖÇMEN OLMAK ÖĞRETİLEBİLİR Mİ?

Avrupalı Türklerin eğitim sorunu kimin sorunudur? Sorusunun cevabı her ne kadar kamusal kurumlar gibi gözükse de, uygulamadaki başarı bireysel gayreti gerektirmektedir. Bir de Türkçeyi ve Türk kültürünü öğretmenin ve öğrenmenin esas olarak Avrupalı Türklerin meselesi olduğu gerçeğinin unutulmaması gerekliliğidir. Avrupa’da yerleşik Türklere Türkçe ve Türk kültürü eğitiminin sunulması ancak Avrupalı Türklerce bu eğitimin talep edilmesi gereğine dayanmaktadır. Bu güne kadarki uygulama tecrübeleri göstermiştir ki, Bu gerek çözümün olmazsa olmaz koşuludur.

Avrupa ülkelerindeki eğitim sistemleri, ülkelerinde yaşayan Türk kökenli insanlara Türkçe öğretme gerekliliğini hissetmeyi terk etmek üzeredir ve bir kısmı ise çoktan terk etmiştir. Bu gerekliliği Avrupalı makamlara telkin edebilecek tek kaynak pratikte, yine Avrupa’da yerleşik Türk kamuoyunun sosyal ve politik etkileri olabilir. Ancak bu etkiye ilişkin güç birliği sağlamak ve talebi canlı tutmak görevi de neticede yine sivil toplum kurumlarına ve bu konuda duyarlılık sahibi Avrupalı Türklere düşmektedir.

Belirli bir coğrafya üzerinde nüfus dağınıklığı, öğrenciler de dahil her kesimin Türkçe öğrenme ile çelişen günlük hayatın meşguliyeti gibi faktörler dikkate alındığında, günlük konuşmalarda ya da medyada yer alan bu talep toplumsal olarak nasıl hayata geçirilecektir? Avrupalı Türkler ortak bir platformda nasıl buluşacak ve Avrupa koşullarında nasıl çok kültürlü bir eğitim talebi yaratacaklardır?  Bu ve benzeri soruların cevapları da kendi içinde yer almaktadır. Nasıl ki her konuda bir eğitim ve öğretim programı uygulanmaktaysa, göçmen olmaktan kaynaklanan sorunların çözümünün bir eğitim süreci olmalıdır.

Evet Avrupalı Türkler de artık sorunlarına sahip çıkmayı öğrenmelidir. Göçmen olmayla birlikte oluşan sorunların ne göç veren, ne de göç alan ülke yönetimlerince bugüne kadar arzu edilen seviyede çözülemediği görülmüş ve tecrübe edilmiştir. Köken kimliği ile göçmen olarak yaşamak adına karşılaşılan sorunlar nedeniyle Avrupa ülkelerinde yaşayan kimi göçmenler gibi bazı Türk kökenli göçmenlerin de gönüllü asimile olma yoluna gittikleri bilinmektedir.

Avrupa'da yerleşik insanlarımızın bir kısmı isimlerini mahkeme kararı ile bulundukları ülkelerin yaygın kullanılan adlarına çevirmekte ya da doğan çocuklarına köken kimliğinden ilgisiz isimler verme yoluna gitmektedirler.  Bugün için az sayıda da olsa bu kişiler bulunduğu topluma uyum sağlamanın yolunun adını değiştirmekten geçtiğine inanmaktadır.

Göçmen olmak, köken kimliğini terk etmek olmamalıdır. Hasan’ın adını Hans’a çevirerek saygı göreceğini umması nasıl büyük bir yanılgı, ise ülkelerinde yaşayan göçmen kökenlileri köken kimliği ile kabul etme refleksi oluşturamayan AB ülkeleri de, demokrasi ve insan hakları adına ciddi çelişki yaşamaktadır.

Kuramsal olarak çalışılması gereken bu meseleler, hayatın gerçekleri üzerinden hareket edildiğinde yeni ya da daha geniş kapsamlı sorunları da ortaya çıkarmaktadır. Örneğin Göçmen olmayı öğrenmek ne demektir? Böyle bir şey var mıdır? Eğer varsa hangi etnik gruplar bu konuda başarılıdır? Öğrenilmesi gereken bir şey varsa ve onu bilmek gerekiyorsa onu öğreten olmalı ve onun öğretilmesi üzerine bilimsel bir alt yapı oluşturulmalıdır. Avrupa’da yaşayan soydaşlarımız için sorunlarına sahip çıkmak vazgeçilmez bir konu olmalıdır. Avrupa’daki Türk toplumu, hem bireysel hem de toplumsal dinamikleri ile göçmen olmayı öğrenme ve öğretmenin yolunu bulmalıdır.